Yazarlar

“Dedeniz Şimdi Toprağın Altında”

Ölüm gibi sarsıcı bir haberin çocuğa daha önceden hiç tanımadığı bir yabancı tarafından verilmesi olayın kabullenişini daha da güçleştirir.
07 Şubat 2020

Büyük babamız bir hastalık sonucu bundan üç ay önce vefat etti. Aile için odaklanma noktası büyük babamız olduğu için çocukların duygularına ve sorularına karşılık veremedik. Nasıl karşılık vereceğimizi de bilemiyoruz. “Dedem şimdi nerede?” sorusuna ancak “toprağın altında” diyebildik. Acaba doğru mu yaptık?

Kişinin sevdiği birini kaybetmesi kolay anlatılacak ve kavranacak bir durum değildir. Ölüm ve ona bağlı olarak yas konusunu işlerken çocuğun ölümle nasıl karşılaştığı, geçmiş deneyimleri, ölen kişinin çocuğa yakınlığı ve çocuğun yaşını baz almalıyız. Yaş dönemi özelliklerine göre ölüm kavramı çocuklarda şu şekilde düşünülebilir:

Çocuk üç yaşına kadar ölüm kavramanı tam olarak anlamaz. Uzun süreliğine bir veda veya yok oluş olarak görür ve kişinin geri döneceğini zanneder.

Dört yaşından sonra çocuk ölümü anlamaya çalışır. Duygularını ifade eder. Ölümün kendisi değil, “insanın var olmaması” onu üzer. Bu dönemde “Allah sevenleri yanına alır” gibi ifadeler kurmamız sıkıntılı olabilir. Çocukta “Eğer Allah sevenleri yanına alıyorsa, beni sevmesin.” gibi olumsuz düşünceler geliştirebilir.

Beş yaşından ergenlik dönemine kadar çocuk, ölen kişinin bir daha asla gelmeyeceğini bilir ama yine de ölümü kavram olarak anlayamaz. Bu dönemi iletişimi sıklaştırarak takip etmelidir. Öldü yerine “artık yaşamıyor” gibi açıklayıcı ifadeleri kullanabilirsiniz. “Melek oldu gitti” veya “uzun bir uykuda” gibi doğrudan uzak açıklamalar ölümü özendirebilir veya uykuya karşı bir  direnç geliştirebilir. Çocuğun duygularını ifade edebileceği ve özlemini paylaşabileceği ortamları sağlamak gerekir.

Ergenlik döneminde; gençlerle ölüm konusu açık konuşulmalıdır. Ölen kişiyi güzellikle anmak, onunla helalleşebilmeyi sağlamak gerekir. Bu dönemde birlikte konuşarak ve duyguları açıkca ifade edilmedir. “Kızım, dedenin vefatı beni de üzdü. O adil bir insandı.”’ gibi güzel hasletlerle anın. Ölüm haberi çocuğa kendine en yakın hissettiği, en sevdiği kişi tarafından verilmelidir. Ölüm gibi sarsıcı bir haberin çocuğa daha önceden hiç tanımadığı bir yabancı tarafından verilmesi olayın kabullenişini daha da güçleştirir. Ayrıca tanımadığı birinin yanında çocuk gerçek duygularını bastırmak zorunda kalabilir. Ölüm gibi duygu yüklü, etki oluşturan konuları muhakkak sevgi ve güven ortamında paylaşmalısınız. Çocuğun tören ortamlarına dahil edilmesi ölüm konusunda yalnız olmadığını hissettirir.

Ebeveynler olarak konuları işlerken çocuklarımızın gözleriyle gözlemlemeyi, gönülleriyle hissetmeyi hedeflemeliyiz.

Pin It on Pinterest

Paylaş