YAZARLAR
Dünya Hâli Bu: İyi de Kötü de İmtihan Vesilesidir
11 Ocak’ta Almanya’da bulunan Finnentrop Ayasofya Camimize bir saldırı düzenlenmişti. Olayın video görüntülerinde 4 kişinin ellerinde taşlarla camiye saldırdıklarını gördük. Brandeilig verilerine göre 2019 yılında 114 tane benzer cami saldırısı yaşandı. Bu rakam ise FAİR International derneği tarafından verilerin toplanmaya başladığı 2014 yılından beri en yüksek yıllık rakam. 2020’de de maalesef Finnentrop örneğinde olduğu gibi camilere yönelik fiziki, sözlü saldırılar, tehditler devam ediyor.
24 Ocak Cuma günü Finnentrop’taki cami saldırısına tepki olarak bir dayanışma gösterisi düzenlendi. Federal Milletvekili Nezahat Baradari, Finnentrop Belediye Başkanı Dietmar Heß, Olpe Kaymakamı Frank Beckehoff, Rahip Jochen Andreas Finnentrop halkı ve Müslümanların yanı sıra, itfaiye mensupları ve çok sayıda klise mensubu kişi de gösteriye katıldı. Katılımcılar saldırının din özgürlüğüne karşı yapılan bir saldırı olduğunu bunu hiçbir şekilde kabullenmeyeceklerini ifade ettiler, bu tür saldırıların en kısa zamanda açıklığa kavuşturulması çağrısında bulundular.
İster cami olsun ister kilise veya herhangi başka bir ibadet mekânı her ibadet mekânına yapılan saldırı bizleri derinden üzmektedir. Ancak Finnentrop’ta olduğu gibi yetkililerin ve toplumun büyük bir kesiminin bizlerle gösterdiği dayanışma üzüntümüzü hafifletmekte, yarına dair umutlarımızı güçlendirmektedir. Bizler biliyoruz ki camileri, başörtülüleri, Müslümanları dışlayan kesim küçük bir azınlıktır ve İslam düşmanı azınlığın köhnemiş zihniyeti artan toplumsal duyarlılıkla rafa kaldırılacaktır. Buradan camilerimize, Müslümanlara karşı yapılan saldırı ve haksızlıklar karşısında duran tüm yetkililere ve halka bir kez daha teşekkür ediyorum.
Filistinlerin haklarını hiç kimse inkâr edemez
Geçtiğimiz günlerde hepimizi yakından ilgilendiren bir gelişme de Kudüs ve Filistin’e dair yaşandı. Amerika ve İsrail’in adını “Barış planı” olarak koydukları, ancak bölgede barış yerine daimi bir kaosu temin edecek olan planın ne kadar akıl tutulması örneği olduğunu görmek ve bu plana karşı çıkmak için herhangi bir dine mensubiyet değil sağduyu sahip olmak yetiyor. Açıklanan maddelerden anlıyoruz ki bu iki devlet yine sadece tek tarafın çıkarlarına hizmet edecek çabalara girişiyorlar. Uluslararası hukuku hiçe sayarak tüm dünyanın gözü önünde yıllardır gasp ettikleri Filistin halkının haklarını bir kez daha görmezden gelerek dikte ve dayatma anlayışına dayalı çalışmalar bölgeye hiçbir zaman barış getirmeyecektir. Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksâ tüm Müslümanların ortak değeridir.