YAZARLAR
İslami Yaşantıda Model Olan Öncüler
“Öncü kuşak Muhacirler ve Ensar ile güzellikle onların izinden gidenler var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kazançtır.” (Tevbe suresi, 9:100).
Kur’ân-ı Kerîm, bazı olumsuz kişiliklere işaret ederek onlardan ders çıkarılmasını isterken örnek alınmak üzere Peygamberler ile bazı erdemleri temsil eden sahabe (msl. Âl-i İmrân suresi, 3: 110, 172, 173), bunlar içinde Ensar ve Muhacirler (Tevbe suresi, 9:100) gibi müstesna şahısları, âlimleri (Fâtır suresi, 35:28), ebrar (Mutaffifîn suresi, 83:16-22) olarak tasvir edilen iyi şahısları ve onların izinden gidenleri över (Tevbe suresi, 9:100), onlar gibi hayırda yarışmayı (Bakara suresi, 2:148; Âl-i İmrân suresi, 3:114) hedef gösterir.
Endülüs ulemasından Şâtıbî (ö.790/1388) insanların bağlılıkları ve aidiyetleri konusunda şöyle bir analiz yapar:
“İnsanlar arasında saygınlığı bulunan kimselerin davranışlarının örnek alınması insan fıtratına yerleştirilmiş bir sırdır. İnsanların bu gerçeklikten koparılmaları hiçbir şekilde ve hiçbir durumda mümkün değildir. Özellikle alışkanlığa dönüşmesi, sürekli tekrarlanması ve örnek alınan kişiye karşı bir muhabbet ve sempati beslenmesi durumunda bu imkânsızdır. Şayet toplumda örnek alınması gereken bir kimse var da insanlardan bazısı ona uymuyorlarsa bu mutlaka bir başkasını örnek almalarından dolayıdır. Mesela tevhid inancına davet ettiği müşrikler atalarına uyduklarını söyleyip reddettiklerinde, Hz. Peygamber bağlanma olgusunu anormal bulmadı ama bu bağın hatası sebebiyle onları en büyük ataları İbrahim’in yoluna uymaya davet etti.”
Bugün İslam toplumuna yön veren ve bu davanın yükünü çeken ulema ve kanaat önderleri dışarıdan birisiymiş gibi linç görüntüsüyle değersizleştirilmek istenmektedir. Buna karşı Müslümanlar, kendi aidiyetlerinden kopup boşluğa düşmekten, sonra da gereksiz tartışma konularıyla meşgul olmaktan kurtulmalı kendi kültürel miraslarının öncülük edenlerin yolunu takip etmelidir.
Hz. Peygamber dışındaki insanların masumiyeti yoktur. Ancak hatalar iyi niyetle ve içeriden bir bakışla düzeltilebildiğinde katkı olur. Unutulmamalıdır ki söz, yerinde, zamanında ve kıvamında olursa anlamlıdır.
En doğrusunu Allah bilir.