Yazarlar

Bu, Gelenek Değil, Soytarılık!

Hiç kimse hiç kimseden bin-bir gece masalı gibi bir düğün istemiyor, isteyemez de. Çünkü, bu şekildeki bir düğün aynı zamanda bir imkân meselesi olduğu kadar, İslam’ın israftan kaçınma emrinin de dikkate alınması gereken bir meseledir. Eksik olmayacaksa bile asla israflı olmayacaktır.
21 Şubat 2020

Düğün yapmak! Anne-babaların olduğu kadar kız veya erkek gençlerin hâlâ hayallerinde canlandırdıkları bir hayat noktası. Müslümanlar arasında yaygın bir gelenek. Düğünü eğlenceli kılmak da bir gelenek. Hatta düğünleri eğlenceli yapmak, Peygamber Efendimiz’in emir mahiyetindeki sünnetidir de.

Nikâhın, evliliğin ve kaçınılmaz bir sonuç olarak ailenin öneminin kalmadığı günümüzde gençlerin hâlâ düğün yapmak gibi bir idealin peşinde olmaları hakikaten takdiri hak ediyor. Zira düğün yapmak, sade bir eğlence değil, nikâhın, evliliğin ve ailenin değerli olduğunu ilan etmektir. Bu anlamda düğün, toplumsal bir etkileşim aracıdır da. Bunun içindir ki düğün, nikâhsız yaşamaya, evlenmeden de birlikte ve nihayetinde aile olunabileceğini düşünmeye karşı bir itiraz manasına da gelmektedir.

Yani mevcut durumu düşündüğümüzde düğünü sıradan bir gelenek olarak izah etmek eksik kalır. O hâlde düğün, ihtiva ettiği mananın şerefine uygun bir şekilde icra edilmek durumundadır.

Hiç kimse hiç kimseden bin-bir gece masalı gibi bir düğün istemiyor, isteyemez de. Çünkü, bu şekildeki bir düğün aynı zamanda bir imkân meselesi olduğu kadar, İslam’ın israftan kaçınma emrinin de dikkate alınması gereken bir meseledir. Eksik olmayacaksa bile asla israflı olmayacaktır.

İsrafın maddî olduğu kadar başka yönleri de vardır. Bu da düğün süresince başka insanları rahatsız etmek gibi bir şekilde tezahür eder. Biz, iki gencin veya aileleri ile dostlarının mutluluklarına, saadetlerine, mürüvvetlerine onları tanımasak bile seviniriz. Lakin gençlerimizin de kendi mutluluklarını dışarıya yansıtırken başkalarını rahatsız etmemelerine dikkat etmesi gerekir.

Eğer haberlerde bir otoyolun kesilerek davul zurna çalındığını, böylece de otoyolun kapatıldığını duyuyorsak, bunun adını düğün yapmak olarak koyamayız. Aksine buna gelenek değil soytarılık denilir.

Ya da şehir içinde, konvoy hâlinde korna çalınarak, trafik lambalarında kırmızı ışıkta beklemeden yola devam etmek gibi bir düğün geleneği yoktur. Mahallemizde, komşularımız bilgilendirilmeden davul-zurna oyun oynamak, yüksek sesli kornalarla konvoy düzenlemek, üstüne üstlük bir de kuru-sıkı da olsa tabancalara sarılmak da gelenek değildir.

Onun içindir ki, düğünümüzü geleneğe uygun, ama, soytarılık yapmadan icra etmeliyiz.

Pin It on Pinterest

Paylaş