YAZARLAR
Temsil Makamında Olanlara İki Kat Günah, İki Kat Sevap
“Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayasızlık yaparsa onun cezasını iki kat veririz, bu Allah için kolay bir şeydir. Sizden kim de Allah’a ve Resul’üne itaat eder, faydalı işler yaparsa onun hak ettiği karşılığı da iki defa veririz, ayrıca onun için nefis bir rızık da hazırlamışızdır.” (Ahzâb suresi, 33: 30-31).
Kur’ân-ı Kerîm, evrensellik ve süreklilik özelliği olan son kitap olduğuna göre bu iki ayetin sadece Hz. Peygamber’in eşlerine has olmadığı diğer insanları da ilgilendirdiği sonucuna ulaşmak zor olmaz.
O zaman bu ayetin sonraki dönemlerdeki insanlara mesela bize olan mesajı nedir?
Öncelikle şu tespite bağlı olarak bu iki ayeti anlamamız mümkündür. Kur’ân-ı Kerîm’de kişiler ve toplumlarla ilgili verilen bilgiler onların konumları ve davranış kalıplarının tiplemesi olarak anlatılarak diğer insanların bundan ibret ve ders alması hedeflenmektedir.
Bazı müfessirlerin de tespitlerinde olduğu üzere bu ayetlerde Hz. Peygamber’in eşlerinin zikredilmesi, onlara özel tarihî bir bilgi verme amacı taşımamakta, kendilerinin toplumda model kişilikleri dolayısıyla örneklik vasfına sahip olmaları sebebiyle söz ve davranışlarının kendileri ile sınırlı kalmayıp başkalarını da etkilemesi sonucu eylemlerinin karşılıklarının katlandığını bildirmektir. Buradaki mesaj sonraki dönemlerde aynı konumda olanların da günah ve sevaplarının katlanarak yazılacak oluşudur. Dolayısıyla ayetler evrensel bir mesaja vurgu yapmaktadır. Zira diğer insanlar ya tutum ve davranışlarını, temsil konumunda olanları model alarak belirlerler ya da onların ait oldukları davaya söz ederler.
Hz. Peygamber’in hanımları da bu konunun örneği olarak zikredilmiştir. Buna göre okulda öğretmen, hastanede tabip, toplumda din görevlisi, din bilgini, gayrimüslim toplumlarda Müslüman, bakan, vali, başkan gibi liderler aynı esasa tabidir. O zaman hastanede sigara içen bir tabibin, okulda küfürlü konuşan bir öğretmenin, ramazan ayında oruç yiyen ya da namaz kılmayan bir din görevlisinin, faiz yiyen bir hacının, rüşvet alan bir bakanın, gayrımüslim ülkede ahlaksızlık yapan bir Müslüman’ın suçu sıradan bir vatandaşınki ile aynı değildir.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.