Gündem

Hanau Sonrası Endişeler Sürüyor

Hanau’da şubat ayında meydana gelen ve 9 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı terör saldırısının yankıları sürüyor. Camia’ya konuşan İslami kuruluşların temsilcileri saldırıdan yeterince ders çıkarılmadığı endişesini taşıyor.
Ferhan Köseoğlu | Burak Budak
06 Mart 2020

Almanya’nın Hanau şehrinde 5’i Türk 9 kişinin ırkçı terör saldırısında hayatını kaybetmesi, ülkede yeniden gözlerin giderek artan ırkçı teröristlere çevirilmesine neden oldu.

Başta Hanau olmak üzere ülkede birçok şehirde artan ırkçılık ve aşırı sağ karşıtı gösteriler düzenlendi. Konu ile ilgili Camia’ya konuşan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ise devletin yaşanan saldırıdan ders çıkarak daha kesin tedbirler alması gerektiğine dikkat çekti.

İslam Konseyi (islamrat) Başkanı Başkanı Burhan Kesici, uzun zamandan beri Almanya’da Müslümanlara karşı şiddetin arttığı yönünde uyarılarda bulunduklarına dikkat çekti.

Hanau’da yaşanan ırkçı terör saldırısının göz göre göre geldiğini belirtti. Kesici, “Son altı ay içerisinde bir çok bakan ve milletvekilini ziyaret ederek, burada bir problemin olduğunu ifade etmiştim. Ayrımcılıkla Mücadele Ofisini de aynı şekilde ziyaret etmiş ve bayanlara karşı yoğun bir şekilde ırkçılığın söz konusu olduğunu dile getirmiştim.” dedi.

9 kişinin hayatını kaybettiği bir ırkçı terör saldırısının yaşandığını hatırlatan Kesici,  “Gerçekten kolay bir olay değil. Almanya hükûmeti olsun, emniyet güçleri olsun bu yönde tehlikeleri görmediklerini ve hafife aldıklarını görmekteyiz.” dedi. Camilerin ve ülkede yaşayan Müslümanların tehlike altında olduğunu dile getirdi.

“NAZİLER SİLAHLANIYOR”

“Naziler silahlanıyor, organize oluyor ve hedefleri belli.” diyen Burhan Kesici, büyük bir ihtimalle de böyle saldırıların ileride daha da yoğunlaşacağını zannediyoruz. Hükûmetten beklediğimiz, sağ teröre karşı daha ciddi planlar oluşturması ve tedbir alması. Aynı zamanda İslamofobik söylemlerine dikkat etmeli. Müslümanlar burada bir problem teşkil etmiyor ama siyasetçilerin söylemlerine bakacak olursak, sanki bütün problemler Müslümanlardan, yabancılardan oluşuyor gibi bir intiba uyanıyor ve bu da sağcılara zemin hazırlıyor.

DİTİB Dışilişkiler Müdürü Dr. Zekeriya Altuğ da “Müslüman cemaatler olarak günler öncesinden, ‘Ciddi bir tehlike var, bunun önlenmesi sadece polisiye tedbirlerle olmaz, toplumsal bir dayanışma, İslam düşmanlığına karşı net bir duruş gerekir.’ dedik.” ifadelerini kullandı. Saldırı sonrası Hanau ile  spontane dayanışma gösterilerinin olmasının güzel bir gelişme olduğuna dikkat çeken Altuğ, Maalesef bir hafta sonrasında “İslam düşmanlığıyla ilgili toplumda ciddi bir tartışma, sorunlarınızı farkettik.” gibi bir farkındalık oluşmadı. Göçmen kökenliler, bu ülkede kendilerinin ve endişelerinin yeterince dikkate alınmadığı hissini yaşamaya devam ediyorlar.” dedi.

“POLİSİYE TEDBİRLERLE BU SORUN ÇÖZÜLEMEZ”

Müslümanların son dönemlerde yeterince korunmadıklarına yönelik endişeleri olduğunu dile getiren Zekeriya Altuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “Saldırı sonrası daha ciddi bir koruma ihtiyacımız olduğunu da söyledik. Polis, cami önlerinde ve Müslümanlara yönelik mekânların daha iyi korunacağına dair taahhütlerde bulunuyor, bu en azından olumlu bir gelişme. Ama şunu da görmemiz lazım; koruma hiçbir zaman yüzde yüz sağlanamaz. Bunun bilincinde olarak biz, polisiye tedbirlerle bu sorunun çözülemeyeceğini Müslümanları gerçekten korumak istiyorsak onları hedef olmaktan çıkarmak , hedef gösterenlere karşı ciddi bir duruş sergilemek gerektiğini söylüyoruz. Müslümanları korumak sadece failleri lanetlemekle olmaz. Müslümanları korumak, onları bu toplumun saygın birer vatandaşı, paydaşı ve bu topluma katkı sağlayan, artı değer katan bireyler olarak, olumlu bir şekilde göstermekten geçer.”

“MÜSLÜMANLARIN GÜVEN DUYGUSU YERLE BİR OLDU”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Hanau İmam Hatibi Macit Bozkurt şehirdeki Müslümanların endişeli olduğunu ifade ederken, “Hanau’da Müslümanlar bir yandan çok üzgün, bir yandan çok kızgın, bir yandan da çok tedirgin. Müslümanlar, ‘Bundan sonra Hanau’da nasıl yaşayacağız?’ diye tedirginlik yaşıyorlar.” diye konuştu.

Bozkurt ayrıca saldırıda kasıtlı olarak yoğunlukla Müslümanların çalıştığı ve bulunduğu iki farklı mekânın seçilmiş olmasını, belirli bir İslam düşmanlığının yapıldığını gösterdiğine işaret ederken, “Saldırılar zaten ben geliyorum diyordu. Bundan sonra da yapılmak istenen şey zaten toplumu ayrıştırmak, kutuplaşmaya yol açmak.” dedi.

Hanau’da yaklaşık 10 bin kişiyle teröre ve Müslüman karşıtı ırkçılığa karşı yapılan yürüyüşle alakalı da konuşan Macit Bozkurt, “Yapmış olduğumuz yürüyüş inşallah ders niteliğinde olmuştur. 10 bin kişinin Hanau’ya akın etmesine çok sevindim.” dedi. Cumhurbaşkanı Steinmeier ile de kısa bir görüşme fırsatım bulduğunu dile getiren Bozkurt, kendisiyle ailelerin durumlarıyla alakalı görüştüğünü dile getirirken, “Bize teşekkür etti, ‘Çok büyük işler yapıyorsunuz’ dedi.” ifadelerini sözlerine ekledi.

Son olarak siyasilerin, İslam düşmanlığının, ırkçılığın var olduğunu üstüne basa basa söylemeleri gerektiğinin altını çizen Macit Bozkurt, “Bundan sonra sadece sözlü olarak taziyede bulunmak yeterli değil. Siyasilerin oturup İslam düşmanlığına karşı ciddi hamleler yapmaları gerekiyor.” diye kaydetti.

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş