YAZARLAR
Bakış Açısı
Gencin biri bilgeye hayatın anlamını sormuş. Bilge kişi, “tabii bunun cevabını verebilirim ancak önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş. Genç kabul etmiş. Bilge kişi gencin eline bir çay kaşığı vermiş ve içini zeytinyağı ile doldurmuş. “Elinde bu zeytinyağı dolu kaşıkla bahçede bir tur at, tekrar buraya gel. Fakat dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damlasını dahi dökersen kaybedersin.” Bizim gencin gözü çay kaşığında, dökmemek için hep ona bakarak bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış, ”evet” demiş, “Kaşıktaki yağ eksilmemiş peki, bahçe nasıldı? Bizimki şaşkın, “ama” demiş, “ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki.” Bilge “Şimdi tekrar bahçeyi dolaş, kaşık yine elinde olsun ama bahçeyi incelemeyi unutmadan dolaş gel” demiş. Bizimki tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler karşısında hayran olarak büyülenmiş, şahane bir bahçeymiş. Bilgenin yanına geri geldiğinde bilge, “Bahçe nasıldı?” diye sormuş. Bizimki gördüğü güzellikler karşısında hayran kaldığını anlatmış. Bilge gülümsemiş, “Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış.” demiş ve eklemiş: “Yaşam senin hayata bakışınla anlam kazanır, ya sadece bir noktayı görürsün ve o noktada kaybolursun, hayatın akıp gider sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında doya doya hayatı yaşarsın, akıp giden zamanda hayatın anlam kazanır. Hayatın anlamı senin bakış açında ve gördüğünde gizlidir.”
Evet, bireyin bakış açısı/dünya görüşü belirleyicidir; olay ve olgular, ona göre anlam kazanır. Yolda karşılaştıkları köpek leşine sahâbîler, “Ne kadar kötü kokuyor!” tepkisini verirken, Efendimiz (s.a.v.), “Ne kadar güzel dişleri var!” diyor. Aynı olguya/olaya herkes, kendi zaviyesinden bakıp farklı anlam yüklüyor; biri olumlu, diğeri olumsuz buluyor. Çevreye, zemin katın penceresinden bakan ile, üst kattan veya daha yukarıdan kuşbakışı bakan aynı şeyleri göremez, aynı tepkiyi veremez. Mesela, eşinin kırıcı bir davranışı karşısında hemen hiddetlenerek karşılık vermeye kalkışan biriyle, “Eşimin böyle davranmasında benim rolüm nedir, nerede yanlış yaptım?” diye soğukkanlılıkla özeleştiri yaparak tepkisini belirlemeye çalışan kişinin anlayış ve eylem farkını düşünün!
Ailede başlayıp okullarla süren eğitimimiz, varlığı ve hayatı doğru(Müslümanca) anlamlandırmada bireyi kılavuzlayan tutarlı/bütüncül bir bakış açısı/dünya görüşü kazandırabiliyor mu?