Yazarlar

Tedbir, Karantina Ve Başkalarının Sağlığını Önemsemek

İhlas, Allah’a yakınlaşabilme gayesiyle her türlü dünya menfaatlerinden kalbi korumaktır. İhlas, bütün ameller için zaruri olan öyle yüce bir nimettir ki, ona sahip olmadan kurtuluş mümkün değildir.
03 Nisan 2020

İslam’da tedbirli davranmanın ve karantina altında olmanın hükmü nedir?

Tedbir, istenmeyen bir şeyin gerçekleşmesini engellemek veya ortadan kaldırmak için gerekli yollara başvurmak ve önlem almaktır. Karantina ise, yolcuların gözetim altında tutulma süresidir. Osmanlı Devleti karantinayı uygulamaya koyduğunda bu kelimenin yerine “usûl-i tahaffuz” kelimesini kullanmıştır.

Tedbir konusunda Cenâb-ı Hak, “Ey iman edenler! Düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız.”1 buyurmuştur. Bulaşıcı bir hastalığa karşı tedbir alınması, hastalık bulaşmış olanların tecrit edilmesi kadim uygulamalardandır. Geçmiş bütün ilahî dinlerde olduğu gibi İslam’da da bunun temelleri vardır. Bunun en önemli örneği Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın, “bir yerde veba çıkmışsa oraya girilmemesi, bulunulan yerde zuhur etmişse oradan çıkılmamasını”2 tavsiye eden hadîs-i şerifidir. Dolayısıyla bu gün coronavirüs sebebiyle alınan tedbirlere ve karantina esaslarına uygun davranmak aynı zamanda dinî bir zaruret ve gerekliliktir. Böylece kişi hem kendisini hem de diğer insanları muhafaza etmiş olur. Dinimizde bir insan kendi nefsinin hoşuna giden bir şeyi diğer insanlar için de istemelidir. Allah Resûlü (s.a.v.) “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”3 buyurur.

Dinimizde tedavi olmak

Dinimizde tedavi olmak, tevekküle mani görülmemiş ve teşvik edilmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.), “Muhakkak ki Allah hastalığı da onun devasını da indirmiş, her hastalık için bir deva var etmiştir. O hâlde tedavi olun, ancak haramla tedavi olmayın.”4  buyurmuştur. Allah Resulünün “tedavi olunuz” tavsiyesi gereği, İslam âlimleri, tedavinin kesin sonuç vereceği bilinen durumlarda tedaviyi vacip görmüşlerdir. Yani, tedavinin terk edilmesi kişiyi açık bir şekilde ve kesin olarak ölüme götürecekse bu durumda tedaviyi terk etmek haram olur. Çünkü Cenâb-ı Hak, “insanların kendilerini kendi elleriyle tehlikeye atmamasını”5 emretmiş; Peygamber Efendimiz (a.s.) da “dil ile dahi olsa ölümü temenni etmeyi”6 nehyetmiştir. Dolayısıyla bir Müslüman tedaviden kaçmamalı ve sonuna kadar tedavi sürecini devam ettirmelidir.

  1. Nisa, 4:71.
  2. Buhârî, Sahih, Tıp, 30; Müslim, Salih, Selâm, 92-100.
  3. Buhârî, Sahih, Îmân 7; Müslim, Sahih, Îmân 71-72, Tirmizî, Sünen, Kıyâmet 59;  Nesâî, Sünen, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Sünen, Mukaddime 9.
  4. Ebu Davud, Sünen, Tıp, 11.
  5. Bakara, 2:195.
  6. Buhari, Sahih, Merda, 19.

Pin It on Pinterest

Paylaş