Yazarlar

Sorumluluk Şuuru

Yüce Kur’an, hangi mevki-makamda bulunursa bulunsun, takip işini ciddiye almayan kimsenin sergilediği sorumsuzluktan ötürü ödeyeceği bedeli de hatırlatır:
01 Mayıs 2020

Abdullah b. Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Her biriniz birer çobandır ve her biriniz güttüğünden sorumludur. Devlet adamı çobandır ve idaresi altında bulunanlardan sorumludur. Erkek, aile fertlerinin çobanıdır ve onlardan sorumludur. Kadın, kocasının evinde çobandır ve çocuklarından sorumludur. Hizmetçi/ işçi, efendisinin/ işverenin malının çobanıdır ve ondan sorumludur. Adam babasının malının çobanıdır ve ondan sorumludur. Hâsılı her biriniz birer çobandır ve sürüsünden sorumludur.[1]

Hadisin tercümesinde geçen çoban kelimesi, hadisin orijinal metnindeki râî lafzına, sürü kelimesi de raiyye-reâyâ lafzına tekabül eder, râî sorumluluk taşıyan, raiye ise sorumluluk alanı demektir. Teşbih ve temsil sanatı ihtiva eden edebî üslûbuyla hadîs-i şerif, çobanın/ güdenin güttüğünü koruması, kollaması ve ihtiyaçlarını karşılaması gerektiği gibi, onun terbiyesini, hâl ve gidişatını takip etmesi gerektiğini öğretir.

Yüce Kur’an, hangi mevki-makamda bulunursa bulunsun, takip işini ciddiye almayan kimsenin sergilediği sorumsuzluktan ötürü ödeyeceği bedeli de hatırlatır: “Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!”[2]

Seçim veya tayinle iş başına gelerek, milletin yönetimine talip olup görev ve sorumluluk alan şahsiyetlerin bu noktayı çok iyi düşünmeleri gerekir. İmam Ebû Yûsuf’un (v. 182/798), devrin halifesi Hârun er-Reşîd’e (v. 193/809) yazdığı Kitâbu’l-harâc adlı eserinin ilk satırlarında yer alan şu tavsiye kararının, onların gündemlerine taşınması lazımdır:

“Allah’ın sana verdiği hükümranlık sahasında bir an da olsa hakkı ayakta tut. Zira kıyamet günü Allah nezdinde en mutlu çoban/ devlet başkanı, sürüsünün/tebeasının memnun kaldığı kimsedir. Sen haktan sapma, aksi hâlde tebaan da sapar. Hevâ ile emretmekten ve öfke ile hüküm vermekten kaçın. Birisi uhrevî, diğeri dünyevî olmak üzere iki alternatifle yüz yüze geldiğinde, sen ahiret işini dünya işine tercih et. Zira ahiret bâki, dünya ise fânidir.”[3]

Görüp gözetmekle sorumlu ve yükümlü olunan değerlerin, sahip çıkılmaması ve korunmaması hâlinde güvenilirlik vasfının yok olacağı, bunun da amelî-ahlâkî münafıklığın ve kişilik zaafının önemli bir göstergesi olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

[1] Buhârî, Cum’a, 11, Ahkâm, 1, Nikah, 81; Müslim, İmaret, 20; Ebû Dâvud, İmâret, 1, Tirmizî, Cihad, 27; Ahmed b. Hanbel, II, 5.

[2] A’râf suresi, 7:6

[3] Ebû Yûsuf, Kitâbu’l-harâc, s. 3-4.

Prof. Dr. Zekeriya Güler

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş