Yazarlar

Duvara Karşı Konuşuyorum!

Duygusal iletişim ile; sizin duygularınızdan ziyade çocuğunuzun duygularını öne çıkmalıdır. Sizinle konuşmaktan heyecan duyacağı konular bulmalısınız. 
Meryem Özmen-Yaylak
11 Mayıs 2020

Evde öncesine nazaran daha fazla bulunduğumuz bu günlerde çocuklarımla daha fazla vakit geçirmeye çalışıyorum. Ama 13 yaşındaki oğlumla bir türlü iletişim sağlayamıyorum. “Nasılsın?” diyorum. İyi diyor. Sürekli kısa cevaplar veriyor. Sanki duvara karşı konuşuyorum. Kendimi yetersiz hissediyorum. Çocuğuma olan bağım zayıfladı.

Çocuklarınızla birlikte daha fazla vakit geçirmek çok güzel bir hedef. Sizi kutluyorum!

Sorununuza gelince, ergenlik döneminde iletişim diğer gelişim evrelerine bakarak çok daha zor elbette. Bu dönem gelişim açısından önemlidir ve belirleyicidir. Davranışlarımızı çocuklarımızın ihtiyaçlarına göre geliştirmek için öncelikle ergen gencimizin bulunduğu bedensel ve ruhsal durumu iyi anlamalıyız. Bu durum her ergende farklı olabilir. Ergenlerin beyin fonksiyonlarına baktığımızda, fonksiyonlarının diğer evrelere kıyas ederek daha düşük olduğunu görebiliyoruz. Böylece ergen sinyalleri yanlış anlar, dediğinizi farklı kabul eder, bencilliği ve öfkeli tepkileri artar. Ergenin kafası karışır. Saniyeler içinde birbirinden kopuk düşünceleri ve duyguları anlamaya çalışır.

Verdiğiniz örnekte olduğu gibi size kısa verir veya hiç cevap vermez. Masanıza oturur, aniden kalkar. İki dakika önce kızan çocuğunuz gelir size sarılmak ister. Onun için şöyle yapın, şu uygulamayı deneyinden ziyade size anne ve baba olarak yaklaşımınızı destekleyecek ipuçlarına yer vermeliyiz. Şöyle; çocuğunuzla mantıklı bir iletişim zor olduğundan ona duygusal bir iletişim kanalı kurmalıyız. Çocuğumuzun duygularına dokunmalıyız.

Nasıl mı? Duygusal iletişim ile; sizin duygularınızdan ziyade çocuğunuzun duygularını öne çıkmalıdır. Sizinle konuşmaktan heyecan duyacağı konular bulmalısınız. Onu sürükleyecek, merakını uyandıracak, güncel olan konulara hitap ederek mesela. Bunun için anne ve baba olarak çocuklarımızı tanımalıyız. Konularını ve ilgi duyduğu şeyleri paylaşmalıyız.

Çocuğunuzu tanımazsanız, onunla birlikte vakit geçirmezseniz ortak konular geliştirmeniz zor olacaktır. Hz. Ali’nin de çocuklarla ilgili şöyle bir sözü vardır: “Çocuklarla 7 yaşına kadar çocuklaşın, oynayın. 7–15 yaş arasında çocuklarınızla arkadaş olun. 15 yaşından sonrada çocuklarınızla istişare edin.” Bu Peygamber (s.a.v.) ahlakıdır. Hz. Ali bu yöntemi Hz. Peygamber (s.a.v.)’den öğrenmiştir. Çocuklarımız ergenlik döneminde yanına güvenebilir bir arkadaş arar, iniş ve çıkışlarını yaşarken, yaslanabileceği bir omuz, düşüncelerine paylaşabilecek güvenilir bir kucak.

Kendimize baktığımızda, biz de bir zamanlar 13 yaşında değil miydik?

Pin It on Pinterest

Paylaş