Yazarlar

Dayatma Hastalığı

Şimdi herkes özgürlükten dem vuruyor ya. Ama, ne özgürlüğün ne olduğunu biliyor, ne de herkesin özgür olabileceğini kabullenebiliyor.
14 Mayıs 2020

Bu tip insanlar için varsa da illa ki, kendi düşüncesi, kendi inancı ve kendi bakış açısı. Olsun, bunlara bir şey demiyoruz. Fakat kendi bakış açısını bazen dinin, inancın da önüne koyarak başkasına dayatmayı marifet sayanlara da bir şeyler dememiz gerekiyor.

Şimdi siz burada özellikle, hayatında dinî bir ilim tahsil etmemiş kişilerin, bize dinimizi nasıl yaşamamız gerektiğini, ayetin veya sünnetin bu çağda nasıl anlaşılmasının bir mecburiyet olduğunu dayatanları aklınıza getiriyorsunuz. Haklısınız.

Bir de, insanoğlunun mensup bulunduğu farklı kavimleri, farklı etnisiteleri kabul edip, “Ama biz, vallahi billahi de başkayız, yani…” demeye getirip de bunun asla “ırkçılık” olmadığını övüne övüne anlatanları nasıl es geçebiliriz.

Hele hele, “Mezhepler haktır. Ama … mezhebi de çok ileri gidiyor canım!..” Bunların sapıklardan farkı yok diyenleri hiç atlayamayız.

Fakat buna rağmen, “Avrupa demokrasileri özgürlüğün beşiğidir. Burada herkes özgürdür. Din inancı ve inançsızlığı herkesin hakkıdır.” deyip te Müslümanların böyle bir hakka sahip olamayacaklarını, bunu dahi özgür olma yolunda bir mücadele olarak yutturan soytarıları geçelim. Onları tartışmayalım da. Zavallılar, kafalarını yedikleri için, ne dediklerini bilmiyorlar. Yani, tartışmaya taraf olmaktan kafadan muaftırlar.

Lakin, kocaman kocaman gazeteler “Kiliseler, ramazan ayı kaosu korkusundan kapalı kalıyor.” diye manşet atarsa, bunlara bir şeyler söylemek gerek.

Haaa. Bir başkasını unutmayalım. İşte o kocaman gazete “Selefistler salgında oruç tutacak. Ramazan ayında oruç tutmanın vücudu zayıflatıp zayıflatmaması ya da, ramazan ayının virüsü kullanıp kullanmadığına aldırmıyorlar. Anayasayı Koruma Örgütü böyle bir tehlikeli davranışı takibe aldı.” şeklinde bir haber yazmaktan yüzü kızaramıyor.

Bu gazetecilerin yüzü kızarmıyorsa bile, yüzü kızarması gereken o gazete değil sadece. Ramazanda oruç tutmayı Alman demokrasisi için tehlike gören Anayasayı Koruma Örgütü de. Bu nasıl bir saçmalık, bu nasıl bir bilimsel fantezidir, izah etmek durumundadır.

İşte bu dayatma hastalığı, dayanılmaz bir hastalık.

Pin It on Pinterest

Paylaş