Çocuğunuzun Ruh Sağlığı İçin Salgını Abartılı Anlatmaktan Kaçının
Kovid-19 salgını her bireyi olduğu gibi çocukları da oldukça yakından etkiledi. Uzmanlar yetişkinlerin virüs salgını konusunda abartılı anlatımlardan uzak durmasını tavsiye ediyor.
- AİLE
- 15 Haziran 2020
Çocuk ve ergen psikiyatristi Prof. Dr. Yasemen Işık Taner, ebeveynlerin çocuklarına yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili abartılı anlatımlardan kaçınmaları gerektiğine işaret etti.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemen Işık Taner, Kovid-19 salgınında evlere kapanan ailelerin, çocukları konusunda hassas olmaları gerektiğini söyledi.
Çocukların, anlamlandıramadıkları durumlar karşısında yetişkinleri gözlemleyerek model aldıklarını aktaran Taner, bu yüzden virüsün ne demek olduğunu, nasıl korunulacağını çocuklara basit bir dille anlatmak gerektiğini ifade etti.
Taner’e göre yetişkinler tarafından abartılarak anlatılan salgın süreci, çocukta psikolojik veya psikiyatrik belirtiler ortaya çıkarabilir. Bu nedenle de aileler tarafından iyi anlatılmayan salgının ciddi sonuçları olabilir.
“Çocuk gereğinden fazla bilgiye maruz bırakılmamalı”
Taner, çocukların gereğinden fazla bilgiye maruz bırakılmaması gerektiğini de vurguluyor. Abartılı anlatımla küçük yaş grubu çocuklarda parmak emme, altına kaçırma, daha bebeksi davranışlar ve hırçınlık belirtileri ortaya çıkabileceğini belirten Taner’e göre aşırı kaygı düzeyi ve karamsarlık, hem kendimizi hem de aile fertlerini olumsuz etkileyebilir. Bu duyguların aşırılığı, beyin fonksiyonlarında yıkıcı etkilere sebep olabilir.
Olumsuz yaşam olaylarıyla baş etmenin en yararlı yollarından birinin çocuklarla birlikte günlük rutinlere devam etmek olduğunu anlatan Taner, uyku, yemek düzeni, bilgisayarda geçirilen süre, ders ve ödev saatleri gibi rutinlerin mümkün olduğunca korunması gerektiğini de hatrılatıyor.
Taner, sosyalleşmenin, erişkinlerde olduğu kadar çocuk ve ergenlerde de temel ihtiyaçlardan biri olduğuna değiniyor. Taner bu konudaki tavsiyelerini şöyle sıralıyor: Çocukların sanal ortamda arkadaşları, öğretmenleri ve diğer alışık olduğu sosyal çevresiyle iletişim kurması desteklenmeli, yaşına uygun görevler verilerek çocukla sohbet edilmeli ve çocuğun özgürce oyun oynaması için ortam hazırlanmalıdır.
Güne anlam katacak aktivitelerle, kaygı ve stresten kaçınılabileceğini belirten profesör, stresli zamanlarda gülmenin, çocuklarla şakalaşmanın, oyunlar oynamanın ve onlarla spor yapmanın, beynin “sürekli alarm” durumundan çıkmasını sağlayacağına dikkat çekti.