Yazarlar

Takva ve İhsan Üzere Kulluk

“Şüphesiz Allah, takva ile hareket eden ve ihsan üzere olanlarla beraberdir.” (Nahl, 16/128).
25 Temmuz 2020

Cuma günleri hatip minberde, Nahl suresinin 128. ayetini okuyarak takvâ ve ihsân gibi iki önemli kavrama uygun kulluk bilincinin önemini vurgular. Esasen ibadetlerin amacı da bu bilinci canlı tutmaktır. Ahlak kitaplarında da et-tehallî (التخلي) ve et-tehallî (التحلي) şeklinde ifade edilen bu iki kavramdan birincisi kötülüklerden arınmak, sakınmak anlamında takvâ; ikincisi de faziletlerle bezenmek anlamında ihsanı ifade eder. Bunların aralarındaki öncelik sonralık ilişkisi de vardır ve kötülüklerden arınmak faziletlerle bezenmekten önce gelir. Nitekim başlıktaki ayette olduğu gibi başka birçok ayette de önce takva sonra ihsan zikredilir (2/194-195; 3/133-134; 5/93; 12/90…).

TAKVA BİLİNCİ

Takva bilinci, Allah’ın yasaklarından sevgi ve saygıdan doğan bir duyarlılıkla kaçınmak, emirlerini de sevgi ile yerine getirmeye özen göstermek demektir. Takvâ, sevenin sevdiğini gücendirmekten korkup onun hoşuna gitmeyecek şeylerden kaçındığı gibi bir hissiyat içinde hareket etmektir, yoksa yaratıcısından düşmandan korkar gibi korkmak değildir.

İhsanın ise iki anlamı vardır. Birincisi Hz. Peygamber’in: “Allah’ı görüyormuşçasına O’na kulluk yapmandır. Sen Onu görmüyorsan da O seni görüyor.” (Buhârî, “Îmân”, 37; Müslim, “Îmân”, 1, 5-7) hadisindeki anlamdır.

İkincisi de birr (ebrâr) ile birlikte iyilik anlamındadır. İhsan’da aynı zamanda güzellik manası da bulunduğu için iyiliğin gönülden olması, incitici bir unsur taşımaması önemlidir. İyilik olsun diye yapılan eylem, miktarı ne olursa olsun incitici bir tutum varsa iyilik olmaktan çıkar (2/262-264). İşte bunun için Hz. Peygamber, Allah’ın bütün varlıklarla ilişkilerde ihsân hassasiyetinin gözetilmesini istediğini bildirir (Müslim, “Sayd”, 57; Ebû Dâvûd, “Edâhî”, 11).

İhsan, adaletin üstünde bir değerdir. Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir. İhsan ise gerekenden fazlasını yapmaktır. Mesela cezayı hak edenlerle ilgili:

Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.” (5/13) ayetinde bu hususu görmek mümkündür.

Buna göre takva, yasakları ihlalden ve emirleri ihmalden gönülden bir bağlılıkla kaçınmak; ihsan da iyiliğin yerinde, zamanında, gerektiği kadar hatta istenenden fazlasıyla, gönülden ve nezaketle yapmak demektir.

Bugün, bu iki kavramın yön verdiği bir hayata her zamankinden daha çok ihtiyacımız var!

Doğrusunu en iyi Allah bilir.

Prof. Dr. Saffet Köse
Prof. Dr. Saffet Köse

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş