DÜNYA
Gündem

Dünya Genelinde İnsani Yardım Çalışanlarına Yönelik Saldırılarda Rekor Artış

Bağımsız araştırma örgütü Humanitarian Outcomes’in raporuna göre insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılarda 2019 yılında rekor artış yaşandı. 2019’da salgın hastalıklarla mücadele eden sağlık gönüllüleri bile saldırıya uğradı.
26 Ağustos 2020
@aa

Londra merkezli Humanitarian Outcomes geçtiğimiz günlerde insani yardım alanında hizmet sunanların güvenliği hakkında hazırladığı raporu yayımladı. Örgütün “İnsani Yardım Çalışanları Güvenlik Raporu 2020” (Aid Worker Security Report 2020) adlı raporunda,  2019’da önceki yıllara oranla insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılarda rekor artış olduğu ortaya kondu. Rapora göre geçen yıl 277 ayrı olayda 483 insani yardım çalışanına saldırı yapıldı. 2019 verilerine göre; 125 insani yardım görevlisi öldürüldü, 234 çalışan yaralandı, 124’ü de kaçırıldı. Raporda saldırıların kayıt altına alınmaya başlandığı 1997’den bu yana 2019’daki kadar fazla ağır saldırının görülmediği kaydedildi. Raporda insani yardım örgütlerine yönelik en fazla saldırıların; Suriye, Güney Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Afganistan ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde görüldüğü belirtildi. Suriye’de ilk defa bu alanda büyük saldırılar gerçekleştiğine dikkat çekildi.

Sağlık Çalışanları da Hedef Oldu

İnsani sağlık çalışanlarının toplam saldırıya uğrayarak öldürülenler arasında %42 ile en yüksek orana sahip olduğu vurgulandı. Alanda sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorluklara işaret edilen raporda sağlık çalışanlarının hem hasta hem hasta yakınları hem de toplum tarafından saldırıya uğradığı kaydedildi.  Bununla birlikte sağlık çalışanlarının görev yerlerinin konum itibariyle hava saldırılarının ya da öldürmek amaçlı yapılan diğer saldırıların hedefinde olan yerler olduğunun da altı çizildi. Kongo’daki 27 saldırıdan 15’i ebola ile mücadele eden insani sağlık çalışanlarına karşı yapılırken bu saldırıları yapanların üçte birini yapanlar bölge toplumundan insanlardı. Raporda insanların hastalık korkusunun ve müdahale edenlere güvensizliğinin genellikle bölgedeki silahlı gruplar ve diğer siyasi aktörler tarafından manipüle edildiğine de yer verildi.

“Yerel Halkla İletişim Başarısız”

Bu hususta 6 önce yaşanan Afrika’daki ebola salgınından yeterli ders çıkarılmadığı, insani yardım kuruluşlarının özellikle salgın konusunda yöre halkıyla sağlıklı iletişim kuramamasının de bu tabloda etkili olduğu belirtiliyor. İnsani yardım kuruluşlarına bu çalışmaların başarıya ulaşabilmesi için tavsiyelerde de bulunuluyor: Halkla kendi yerel dilinde iletişime geçilmesi, salgın hakkındaki yanlış söylentilere son verilmesi ve genel bir tedavi konusunda iş birliğini önceleyen bir yaklaşım sergilenmesi. Güney Sudan’da yaşanan olayların azalması sayesinde ilk kez Suriye, “en çok saldırının yaşandığı ülke (47) ve yardım çalışanları için en ölümcül yer” olarak listede yer alırken. Suriye’de, çoğu hava saldırıları, bombardıman, bombardımanlardan kaynaklanan patlamalar ve iç savaşta kullanılan patlayıcılar nedeniyle 36 yardım çalışanı hayatını kaybetti. Güney Sudan, Kongo, Afganistan ve Orta Afrika Cumhuriyeti listede saldırıların en çok yaşandığı ülkelerden oldu. Raporda bu ülkelerin 2018’de dünya genelinde tüm olayların yüzde 60’ından fazlasının olduğu en tehlikeli ilk beş olduğu ancak 2019’d Yemen ve Mali’nin de listeye katıldığı belirtiliyor.  Zira Yemen ve Mali’de saldırıların ikiye katlandığını görüldü. Yemen ve Mali’de de aralarında doktorlar, ambulans şoförleri, mülteci kamplarında çalışan görevliler, gıda yardımı dağıtımından sorumlu çalışanlar ve tıbbi yardım personelinin de bulunduğu bu insani yardım görevlilerine yönelik saldırıların sayısının da iki katına çıktığı belirtildi.

Kovid-19 ile Mücadele Tavsiyesi

Humanitarian Outcomes’in raporunda bu saldırılardan dersler alınarak Kovid-19 ile mücadele edilmesi tavsiye ediliyor. Kongo’daki ebola müdahalesinde, bölgede kabul gören bir STK’nın diğer kurumlara insanları tedavi merkezlerine götürmek yerine evde bakım yapmaları tavsiyesinde bulunduğu da hatırlatıldı. Bazı tedavi merkezlerinin bulunduğu yerlerin insanların buralara tek gelip gitmesinin tehlikeli olduğu yerlerde olduğu, toplumun bulunduğu bölgeden çıkmayı gerektirdiği işaret edilen raporda, bu yüzden kovid-19 mücadelesinde evden tedavinin bir güvenlik argümanı olduğu belirtildi. Raporda ayrıca  insanları evlerinde tutmanın bölgede kabul gördüğü kaydedildi. Kovid-19 çalışmalarında önceki deneyimlerden çıkarılacak  dersler geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Buna göre insani yardım kuruluşlarının acil tedavi merkezleri oluşturmak yerine ve toplumun kendi kendine izolasyonunu sağlayabildiği güvenli uygulamalara yönelmesi tavsiyesinde bulunuldu.  (ik)

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş