Yazarlar

Şiir ve Hikmet

“Şiir bir kelamdır. Şiirin güzelliği kelamın güzelliği, çirkinliği de kelamın çirkinliği gibidir.”
15 Eylül 2020

“Şüphesiz ki, bazı şiirler hikmetlidir.”1

Buhârî’nin (v. 256/869), “Şiirin câiz ve mekruh olanları” diye bir bab başlığı kullanması ve söz konusu hadisi zikretmesi, “Buhârî’nin fıkhı bab başlıklarındadır” (Fıkhu’l-Buhârî fî terâcimihî) gereğince onun, şiir hakkındaki görüşünü yeteri kadar açıklar. Aynı yerde o, Şuarâ suresindeki şu âyet-i kerîmelere de yer verir:

“Şairlere gelince onlara da azgınlar uyar. Baksana onlar, her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar. Ve onlar yapmayacakları şeyleri söylerler. Ancak iman edenler, salih ameller yapanlar, Allah’ı çok ananlar ve zulme maruz kaldıktan sonra (rakiplerine) üstün gelmeye çalışanlar böyle değildir. Zulme-denler, yakında nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini bileceklerdir.”2

Tirmizî (v. 279/892), “İnne mine’ş-şi’ri hıkemen” tarikini yani, hikmet kelimesinin çoğul şeklinin geçtiği hadisi de zikreder.

“Şiirin kıymetini iki şey düşürür: Şiirden anlamayanların alkışı, şiirden anlayanların sükûtu” şeklindeki tesbit, şirin özel bir kabiliyet ve sanat işi olduğunu güzel ifade eder. Nitekim çok güzel veya büyük tesir ve alâka uyandıran bir gelişme için “şiir gibi” deyimi kullanılır.

Resûl-i Ekrem ile aynı mecliste yüzden fazla kez oturduğunu söyleyen Câbir b. Semüra, sahâbenin birbirlerine şiir okuduklarını ve bazı câhiliye şiirlerini müzakere ettiklerini, bu durum karşısında Resûl-i Ekrem’in sükût ettiğini ve çoğu kez onlarla birlikte gülümsediğini ifade eder.3  Resûl-i Ekrem’in şöyle buyurduğu da rivayet edilir: “Şiir bir kelamdır. Şiirin güzelliği kelamın güzelliği, çirkinliği de kelamın çirkinliği gibidir.”4

İslam’a düşmanlığıyla tanınan Yahudi şairi Ka’b b. Eşref (v. 3/624), Müslümanlar aleyhine söylediği şiirlerle Kureyş müşriklerini kışkırtmış ve onların intikam duygularını tahrik etmişti. Bunun üzerine Rasûl-i Ekem’in şâiri Hassân b. Sâbit onu evinde misafir edenler hakkında oldukça etkili şiirler söylemiş olmalı ki, artık ondan sonra hiç kimse Ka’b’ı evinde misafir etmeye cesaret edememişti.5

  1. Buhârî, Edeb, 90; Tirmizî, Edeb, 70; Şâfiî, Müsned, s. 188.
  2. Şuarâ suresi, 26:224-227
  3. Tirmizî, Edeb, 70. Tirmizî, senedin hasen-sahih olduğunu söyler.
  4. Şâfiî, a.g.e., s. 188.
  5. Bkz. Kapar, “Kâ’b b. Eşref”, DİA, XXIV, 3-4.
Prof. Dr. Zekeriya Güler

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş