Yazarlar

Müslüman Kimliği (II)

“Hiç kimse bana Resûlullah (s.a.v.)’den daha sevgiye değer ve gözümde O’ndan daha büyük olmamıştır. Ben, O’na olan hürmetimden dolayı doya doya onu temaşa edemezdim.”
30 Ekim 2020

Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Direnenler hâriç ümmetimin hepsi cennete girer.” Dediler ki, “Ey Allah’ın Resûlü, kimler direnir?” Peygamber (s.a.v.): “Bana itaat edenler cennete girer, bana isyan edenler de direnenlerdir.”1

Geçen yazımızda ele almaya başladığımıbu hadîs-i şerif Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilmiştir.  Hadis Sünnet-i Nebî’ye uymanın kazandırdığı mutlu sonu haber verir ki bu da cennete girmektit.

Kur’an ve sünnete bağlılık (i’tisâm), Müslüman kimliğinin dokusunu oluşturur. Kur’an ve sünnete bağlılık, Müslüman kimliğini dokuyan ve koruyan yegâne hayat iksiridir.

Şu paragraf, çerçeve olarak Müslüman kimliğini özetler:

“Müslüman kimliği; Kitap ve sünnet bağlısı, vahiy öncelikli düşünce sahibi, nas bulunmayan konularda ictihad yanlısı 2 , Müslümanları kucaklayan, insanlığa derin şefkat duyan ve tüm insanlığın İslam ile tanışmasını arzulayan ve bunun için çalışan, düşünce yöntemini, değer yargılarını, hayat modelini sünnetten alan, konjonktürü değil, evrensel gerçekleri kollayan, hakka taraf, mu’tedil, muvahhid, müstakim, müstekarr, muhsin, muhlis, kısaca Hz. Peygamber ve ashabının gidişatına uygun yaşamayı amaç edinmiş bir kimliktir.” 3

Sahabe neslinden Amr b. el-Âs’ın şu tespit ve müşahedesi, sözü edilen Müslüman kimliğini inşa eden asıl maya olmalıdır:

“Hiç kimse bana Resûlullah (s.a.v.)’den daha sevgiye değer ve gözümde O’ndan daha büyük olmamıştır. Ben, O’na olan hürmetimden dolayı doya doya onu temaşa edemezdim.”  4

  “Vasfında sözün hulâsâsın al, 

İnsandı fakat melekten efdal”

  1. Buhârî, İ’tisâm, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 361.
  2. Bu ifade, ictihad ehliyetine sahip olmayan kimse için, müctehid imamların yaptıkları ictihadları ciddiye almak anlamında olmalıdır. Tabii onlara saygılı davranmak, “meselede ictihad” gibi bir gayrete engel değildir.
  3. Çakan, Müslüman Kimliği, s. 66.
  4. Aynî, Umdetü’l-kârî, I, 169. Sahîh-i Buhârî şârihi Aynî, bahis konusu sevginin bir i’tikâd-ı ta’zîm değil, bir meyl-i kalb olduğunu açıklar.
Prof. Dr. Zekeriya Güler

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş