Muhammed Arkoun’un “İslamî ile İslamcı” Ayrımı Üzerine

Muhammed Arkoun’un  “İslamî ile İslamcı” Ayrımı Üzerine

Eski sözlüklerden da anlaşılıyor ki, bugün İslam ve Müslümanları aşağılamak için kullanılan terimler, eskiden başka ve fakat doğru anlamlarda kullanılıyordu. Ama maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığı şirazesinden çıkmış, kelimelere ve ıstılahlara hak etmedikleri anlamlar yüklenir olmuştur.

İlhan Bilgü

Baştan söyleyeyim, bu yazının başlığına bakıp ta, ilmî, akademik ya da, merhum Muhammed Arkoun’un yazılarını tahlil eden bir yazı beklemeyin. Çünkü ben onu “ehli”ne havale ediyorum.

Fakat, bir önceki yazımızda “İslamcı” anlamında kullanılan İslami tanımlamasının aslında diğer dillere yanlış bir şekilde aktarıldığını, ıstılahların kendi bağlamlarında kullanılması gerektiğini ifade etmiştik ya. İşte bu yüzdendir ki, bu yazıda mevzu-u bahis yapacağımız mesele de geçen yüzyıllarda bazı sözlüklerde ilgili kelime ya da ıstılahların nasıl kullanıldığına bir göz atmak isterken, Muhammed Arkoun’un “İslamcı” tanımlamasına yer vermemek olmazdı. Bilindiği gibi, Arkoun, “İslamcı” anlamında kullanılan “İslami” tanımı yerine “İslâmevî” tanımını kullanmayı tercih etmektedir.

Muhammed Arkoun “Çağdaş İslam Düşüncesi Nerede? / Eyne Huve’l-Fikru’l-İslâmî el-Mu’âsır”¹ ana başlığı ile özetlenebilecek olacak eserini neredeyse, kendisinin “İslamcı” anlamında Arapça “İslâmî” tanımlaması yerine ürettiği “İslâmevî” tanımını anlatmaya ayırmış durumdadır.

Fransızca “Islamiste” yani “İslamcı” tanımlaması karşılığında Arkoun tarafından 1993 yılında ortaya atılan bu tanımlama pek de tutmuş bir tanımlama değil. Daha doğrusu, Arkoun’un sevenleri dahi bu tanımlamaya fazla yakınlık duymamıştır. Ama, bir ara kısmen Cezayir’de ve şimdi 2015 yılından sonra yavaş yavaş Mısır’da tutulmaya başlayan bu “İslâmevî” tanımlaması, hiç de Arkoun’un istediği yönde gelişememiştir.

İki anlamda… Birincisi, Arkoun’u seversiniz ya da sevmezsiniz orası başka, ama, Arkoun İslami ile İslâmevî arasında büyük oranda “tutarlı” bir ayırım yapma ihtiyacını, doğru bulur ya da bulmazsınız, gerekçelendirmiştir.

Bugünün Mısırlı “İslâmevî” teriminin kullanıcıları ise, kendilerini “İslami olarak tanımlayan Müslümanlara ve bu Müslümanların İslam anlayışına, göğüslerini gere gere küfretme hakkı almak için kullanmaktadır. Bizzat Arkoun, ilgili kitapta sevmese, kabul etmese, reddetse de, “İslâmevî”lere saygıyı ifade etmektedir. Hatta, Arapçaya çeviren Haşim Sâlih, Arapçada “İslamevî” diye bir vezn uygulayarak, bu terimi, olumlu anlamda kullanılan “İslâmî” teriminin zıddına, kötülenmesi gereken “İslamcı”lığı anlatmak için, yani “takbih”/ kötüleme manasına kullandıklarını söylemiştir.

“Populaire” ve “populisme”

Arkoun, böyle bir ayrıma gitmek için Fransızcadaki “populaire” ve “populisme” tanımlamasını örnek vermiş durumdadır. “Popüler”in olumlu bir mana ifade etmesine rağmen “popülarizm”in, olumsuz bir manaya geldiğine işaret etmektedir.

Ama bununla birlikte, “İslâmevî” vezni aynı zamanda diğer ist/isme’ler için de geçerlidir. Hatta, “laik: İlmânî” ile “laikçi: İlmânevî” arasında da böyle bir ayırım yapılmalıdır.

Söz Arkoun’dan açılmışken, Arkoun’un geleneksel “İslami” yorumları tamamen reddetmediğini, ancak özellikle çağımızda nasıl bir “İslami” yoruma yönelinmesi hususunda farklı bir yöntem izlediğini de söylemek gerekir. Meselâ ona göre, çağımızda İslam hakkında yapılacak olan tartışmaları “İslami uyanışçılarla, bu hareketin gerçek ya da öyleymiş gibi görünen muhaliflerinin tekeline aldığını; sosyal bilimcilerin, Allahu Teâlâ ile ilişkilerine önem veren hakiki, ama, sessiz çoğunluk Müslümanlara önem vermediklerini” söyler. ²

Kendisi bu “uyanışçıların” İslam anlayışına muhaliftir. Hatta öyle ki, şu anda size kaynağını vermeyeceğim bir yazısında, Fransız sömürgecilere karşı direnen Emir Abdulkadir’i dahi isim vermeden zemmeder; “İslamcıların yanlışlarından birisinin, sömürgecilere karşı dini kullanmak” olduğu söyler.

Sözlükler ne diyor?

Bu kısa, siz deyin uzun, bir girişten sonra, eski sözlüklere bir göz atalım. Oxford Learner’s Dictionaries, Islamist kelimesinin karşılığı olarak: A person who believes strongly in the teachings of Islam (İslam öğretilerine sıkı sıkıya inanan kimse) derken, Islamism karşılığına da şunu yazar: Strong belief in the teachings of Islam. (İslam öğretilerine sıkı sıkıya inanmak, bağlanmak.)

Türkiye’de meşhur olan İngilizce sözlüklerin başında gelen 1856 tarihli Redhouse sözlüğünün Türkçe-İngilizce bölümünde şu tanımlamalar yapılır:3  İslam: The Muhammedan Religion, Islamism. (Muhamamedî din, İslamcılık.) İslami:  of, or pertaining to Mussulman faith. ( Müslüman inancının veya Müslüman inancıyla ilgili.)

Artin Hindoglu’nun 1838’de yayımlanan Fransızca sözlüğüne göre de İslami:4  Mahométaine, yani Hz. Muhammed’in ümmeti, şeklinde tercüme edilmiştir.

1898 yılındaki Almanca sözlükte, bugün Almaca konuşan ülkelerde Müslümanları kötülemek amacıyla kullanılan “İslamcılık” terimi ise “Islamismus” şeklinde geçer. Ancak buradaki mana: İslamlık, Müslümanlık,⁵ manasınadır. Aynı sözlükte Müslüman manasında Islamit kelimesi kullanılır. Islamit: Müslüman erkek veya kadın. Ünlü Türk sözlükçüsü Şemseddin Sâmî’nin 1883 tarihli Türkçe–Fransızca 1905 tarihli Fransızca-Türkçe ve sözlüğünde ise bu tanımlar şöyle kullanılır: İslam: Mahométisme, islamisme ou plutôt islam.  (Muhammedîlik, aslında daha doğrusu İslâm.)⁶

Islamique: İslam’a mensub ve muteallık, İslami. Islamisme: Din-i İslam, İslamiyet. Islamite: Din-i İslam tarafdârı .⁷

Eski sözlüklerden da anlaşılıyor ki, bugün İslam ve Müslümanları aşağılamak için kullanılan terimler, eskiden başka ve fakat doğru anlamlarda kullanılıyordu. Ama maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığı şirazesinden çıkmış, kelimelere ve ıstılahlara hak etmedikleri anlamlar yüklenir olmuştur.

Muhammed Arkoun’un “İslamcı” yerine kullandığı “İslâmevî”sine işte bu yüzden dikkat çekmek istedik.

  1. Muhammed Arkoun, Min Faysali’t Tefrikati ilâ Fasli’l Makâl Eyne Huve’l-Fikru’l-İslâmî el-Mu’âsır: Faysalu’t Tefrika’dan Faslu’l Makâl’e Çağdaş İslam Düşüncesi Nerede? (Terc: Haşim Sâlih, Dâr al-Sâqî, London, 1993.
  2. Mohammed Arkoun, Rethinking Islam Today. The Annals of the American Academy of Political and Social Science, Vol. 588, Islam: Enduring Myths and Changing Realities (Jul., 2003), pp. 18-39 (22 pages). Published by: Sage Publications, Inc. (Georgetown University, Center for Contemporary Arab Studies tarafından 1987’de yayımlanan bir makalenin yeniden yayımlanmış hâli.)
  3. Redhouse Turkish Dictionary (Türkçe İngilizce Lügat Kitabı) 1856. s. 405. Türkçe-İngilizce bölümü.
  4. Artin Hindoglu, Hazine-i Lügât, Dictionnaire Abrégé Turc-Français, s. 37. Vienna, 1838.
  5. Ömer Faik, Almancadan Türkçeye Lügat Kitabı, Deutsch-Türkissches Worterbuch. s. 217  İstanbul, 1314 (M. 1898).
  6. Şemseddin Sâmî, Kamus-u Fransevî, Türkçeden Fransızcaya Lügat, 4. Baskı, İstanbul, 1883, s. 93.
  7. Şemseddin Sâmî, Resimli Kamus-u Fransevî, Fransızcadan Türkçeye Lügat Kitabı, 4. Baskı, İstanbul, 1905, s. 1299.