Diyabet Ve Tansiyon Ayrılmaz Bir İkili
Hipertansiyon diyabet ile birleştiğinde kalp rahatsızlığına kadar ilerleyebiliyor. Çağın hastalığı olan diyabet, halk arasında bilinen ismi ile şeker hastalığı artık birçok insanda görülüyor.
- SAĞLIK
- 26 Mayıs 2021
Emine Güler
İç Hastalıkları Uzmanı Ümran Ak Camia TV’de katıldığı Biz Bir Aileyiz programında diyabet ve tansiyon hakkında bilgi verdi.
Düzensiz yaşam şartları, fastfood tarzı beslenme alışkanlıkları, zaman kaybetmemek için ayak üstü geçiştirilen öğünler bir çoğumuzun yaptığı hataların başında geliyor. Diyabet hastaları çoğunlukla yüksek tansiyondan şikâyet ediyor. İç Hastalıklar Uzmanı Ümran Ak hipertansiyonun öyle bir anda gelebilecek bir hastalık olmadığı gibi bu hastalığı tetikleyen, altında yatan başka hastalıkları da bulmak gerektiğini belirterek, obezitenin, sigara gibi kötü alışkanlıkların, düzenli egzersiz yapmamanın ve fazla tuz tüketiminin tansiyonu yükseltebileceğie dikkat çekti. Ak, ayrıca hipertansiyonun diyabet ile birleştiğinde kalp rahatsızlıklarını da beraberinde getiren kötü iki arkadaş olduklarını, diyabet hastalarının kan şekerini dengede tuttuğu gibi tansiyonu da dengede tutmak zorunda olduklarını ifade etti.
Diyabet Nedir?
Çağın hastalığı olarak bilinen diyabetin (şeker hastalığı) tip 1 ve tip 2 olarak sınıflandırıldığını belirten Ak, tip 1 diyabetin otoimum (bağışıklık) sisteminin kendi dokularına saldırması ile alakalı bir hastalık olduğunu açıkladı. Bu hastalık genellikle viral enfeksiyon sebebi ile pankreasın görevini yerine getirmemesinden kaynaklı oluşuyor. Uzman Ümran Ak, bu tür hastalarda insülinden başka tedavi yönteminin olmadığını belirtti.
Ak, tip 2 diyabetin büyük ölçüde yaşam tarzı ile alakalı olduğunu, yani obezite gibi rahatsızlıklar, beslenme alışkanlıkları, genetik etkenler ve fazla kiloya sahip kişilerde tip 2 diyabetin daha yüksek oranda görüldüğünü ifade etti.
Diyabetin Belirtileri
Ak, diyabetin belirtilerini şöyle sıraladı: “Sık idrara çıkma, çok su içme ve ağız kuruması, çok yemek yeme ihtiyacı duyma, sürekli olarak açlık hissi, ani kilo kaybı, ayaklarda ve ellerde karıncalanma uyuşukluk hissi, yaraların yavaş iyileşmesi, görme bozuklukları ve tekrarlayan enfeksiyonlar. Bu belirtiler kişinin yaşam tarzına ve vücut yapısına göre değişmektedir. Eğer yukarıda belirtilen özellikte bir bulgunuz varsa mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. Üç ayda yapılan periyodik kan tahlilleri sonucunda doktorunuzdan izlemeniz gereken yolu öğrenebilirsiniz.”
Diyabet Diyeti Nasıl Olmalı?
Diyabet diyetinde beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesini öneren Ümran Ak, gıdalarda zengin karbonhidrat içeriğine sahip tam tahıllı yiyecekler ve sebze-meyve ağırlıklı beslenme planı yapılması gerektiğini vurguladı. Ak ayrıca farklı besin gruplarının gerekli miktarlarda alınmasına, sık ama az yenilmesine dikkat çekti. Özellikle gece uykusundan uyanıp, yemek ihtiyacı duyan bireyler için bu alışkanlıkları bırakmaları, bırakamıyorlarsa meyve tarzında karpuz, üzüm ya da muz gibi yiyeceklerin tüketilmesinin daha doğru olduğunu ifaden eden Ak, lifli yiyeceklerin uzun süre tokluk hissi verdiğini, beyaz un ile yapılmış her türlü gıda, pirinç ve şekerli gıdalar yerine meyve, sebze ve tahıllı ürünlerin, kuru baklagillerin tercih edilmesini önerdi.
Genetik Faktörlerin Etkisi
Diyabet hastalığında bireyin yaşam tarzı ve alışkanlıklarının yanı sıra genetik faktörler de etkili. Ak’a göre, bu durum ailesinde diyabet olan her kişinin bu hastalığa sahip olacağı anlamına da gelmiyor. Ailesinde diyabet geçmişi olmayan bir birey de şeker hastalığını yakalanabilir. Ailede şeker geçmişi olan ebeveynlerin, çocuklarının düzenli kontrollerini yaptırmalar da önem taşıyor.
Diyabet Tedavi Edilebilir Mi?
Diyabetin kronik bir hastalık olduğunu belirten Ak, kan şekeri seviyesinin normal sınırlarda tutularak hastalığın etkilerinin en aza indirilmesinin mümkün olduğunu açıkladı. Ak,
“Tip 2 diyabet için antidiyabetik ilaç kullanımı ve tip 1 diyabet için insülin tedavisi şeker hastalığının ilaçla kontrol altına alınması için kullanılan yöntemlerdir. Sağlıklı bir bireyin pankreas organı düzenli olarak insülin üretmektedir. Pankreasın ürettiği insülin, alınan besinlerin içerisinde bulunan şekeri enerjiyi dönüştürerek tüm organlara yayılmasını ve kişinin kan şekerinin normal seviyede kalmasını sağlar. Diyabet tedavisinde kan şekerini gerekli seviyede ve dengede tutmak gereklidir. Yüksek ya da düşük olmamalıdır. Bireyin şekeri dengede tutulursa organlara zarar vermesi engellenmiş olur.” dedi.
Hastanın bu konuda eğitilmesi gerektiğini de dikkat çekiliyor. Hastanın kendi kan şekerini kontrol etmesi, düzenli beslenme ve egzersiz büyük önem taşıyor. Ak, bunların yanı sıra diyabetten kaynaklanan yüksek tansiyon ve diğer hastalıkların riskini azaltmak için sigara kullanılmaması ve tansiyon ile kolesterol seviyelerinin kontrol altında tutulması gerektiğini de belirtti.