YAZARLAR
NSU Süreci Tam Bir Hayal Kırıklığı
Almanya’da 8’i Türk, 10 kişinin öldürülmesinin arkasında aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün olduğunun ortaya çıkmasının üzerinden tam 10 yıl geçti. Alman polisinin, cinayetleri basit bir uyuşturucu ticareti ve mafya hesaplaşması şeklinde görerek yanlış yönde soruşturma yürütmesiyle cinayetler uzun süre karanlıkta kaldı. Kurbanların Türkiye kökenli olmasına ve cinayetlerde aynı marka tabanca kullanılmasına rağmen cinayetler arasında bağlantı kurulmaması bunun yerine kurbanların ailelerinin zan altında bırakılması, konunun aydınlatılmasında konunun aydınlatılmasında yol gösterecek ve kanıt olabilecekken imha edilen dosyalar ve dava nihayetinde hüküm giyen sadece 5 sanık…
NSU Cinayetleri
Evet, 5 sanık ceza aldı ancak bu ağın çok daha büyük olduğunu biliyoruz. Federal Savcılıkta, NSU’yu destekleyenlere yönelik soruşturmalar devam ediyor. Bu konuda bir şeyler olup olmayacağı da belli değil. Sürecin başından beri yaşananlara bakılırsa bu hususta da kayda değer bir gelişme de olmayacak.
Bilhassa NSU ağı ortaya çıktıktan sonra, bu ağdaki sadece küçük bir bölümünün hukuki olarak hesaba çekilmesi bir hukuk devleti olarak örnek gösterilen Almanya için tam bir hayal kırıklığıdır. Katiller ne ceza alırsa alsın elbette kayıplar geri gelmeyecek ancak şu an için geldiğimiz noktada ne ailelerin yaraları sarılmış ne burada yaşayan Türkiye kökenlilere güven verilmiştir. NSU cinayetlerinin ortaya çıkmasından davanın bitmesine kadarki süreçte hukuk devletine olan güveni derinden yara almıştır.
Göçmenler Yine Avrupa Kapılarında Ölüyor
Avrupa Birliği ülkelerine geçmek isteyen göçmenlerin dramı devam ediyor. Şimdi de Belarus-Polonya sınırında binlerce göçmen sonunun ne olacağını bilmeden soğuk ve açlıkla mücadele ederek bekliyor. Bu göçmenler arasında kadınlar ve çocuklar da var ve maalesef bir göçmen çocuğun ölümü ile bölgedeki ölüm sayısı 9’a yükseldi. Soğuk kış günlerinde ölümler ve hastalıklar daha fazla insanın hayatının karartmadan Avrupa ülkeleri bu insanları kabul edip etmeme tartışmalarını bir kenara bırakarak, onlara acilen yardım elini uzatmanın yollarını aramalıdır. Vicdan taşıyan hiç kimse bu drama sessiz kalamaz.
Balkanlar’da Geç Olmadan
Son dönemlerde Bosna Hersek’te toplum huzurunu bozacak açıklamalar gündeme geldi.
Ülkede Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska)’nin kendi ordusunu kurma ve Bosna Hersek devlet kurumlarından ayrı bir yapılanmaya gitme adımlarını atmasını endişe ile takip ediyoruz. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp üyesi Milorad Dodik bu yönde tehditvari açıklamalar yapmaktadır. Balkanlarda çok geç olmadan, yeniden kan dökülmeden bu girişimler uluslararası boyutta ciddiye alınmalıdır. Bosna Hersek’in Boşnak ve Hırvat yurttaşlarının ve bölgedeki tüm halkın kalıcı huzur ve barış içinde yaşaması teminat altına alınmalıdır.