YAZARLAR
Mezarlık Saldırıları Irkçılığın En Çirkin Hâli
Her yazımızda olmasa bile hemen hemen her ay değindiğimiz hususlardan birisi İslam düşmanlığı ve ırkçı saiklerle meydana gelen gelişmeler ve saldırılar. Maalesef Avrupa’da giderek yaygınlaşan İslam düşmanlığı toplumsal hayata her geçen gün daha fazla yerleşiyor. Çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan birçok raporda bu üzücü gerçek daha fazla gün yüzüne çıkıyor.
İslam Düşmanlığı Sosyal Medyada Artıyor
Verilerle sabit bulunan bu hususlara göre; çoğunluğu Müslüman kadınların kıyafeti ekseninde olmak üzere Müslümanlara karşı çeşitli yasaklar yürürlüğe konuyor. İslam düşmanlığı özellikle sosyal medyada büyük oranda artıyor. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansının yayımladığı bir anketteki veriler de dikkat çekici: Avrupa Birliği vatandaşlarının %22’si Müslümanlarla komşuluk etmekten rahatsız ve %21’i başörtülü bir Müslüman kadını işe almak istemiyor.
Bilhassa seçim dönemlerinde, Müslüman karşıtlığı Avrupa’da aşırı sağ grupların kampanyalarında ana unsur olarak karşımıza çıkıyor. Maalesef bu gruplar halkın desteğini ifade eden oylarla meclislerde, karar mercilerinde kendilerine yer buluyor. Cami saldırıları, Müslüman kadınlara yönelik saldırılar artık sıradanlaştı. Birçoğu kamuoyuna yansımayan, yerel haberlerde kendine yer bulamayan bu saldırılarda ne yazıktır ki, saldırıların psikolojik etkilerini bir yana bırakıp, teselli bulduğumuz noktalar can kaybı olmaması ve maddi hasarın az olması oluyor.
Mezarlık Saldırıları
İşte bu nefretin en uç noktada tezahürlerinden biri de mezarlık saldırıları. Bu faşist ve insanlıktan nasibini alamamış zihniyet Müslümanların âdeta ölülerine dahi tahammül edemiyor. Nefretini mezar taşlarını kırarak gösteriyor. İsveç’ten Fransa’ya, Almanya’ya değin bu saldırılar Avrupa’nın dört bir yanına dağılmış durumda.
Yıllara göre olaylar kronolojisine bakıldığında da İslamfobinin her yıl yükselen bir grafik çizdiği bariz şekilde görülüyor. Tüm bu gerçekler ve veriler Avrupa’nın İslamofobi’nin en aktif noktası olmayı sürdürdüğünü ortaya koyuyor. İslam düşmanlığının bu noktaya gelmesinde muhakkak ki, gündem belirleyen çeşitli kuruluşların ve medyanın rolü büyük.
Avrupa’da hâl böyle olunca ne bu konulara dair haberlerimiz ne de vereceğimiz tepkiler, konuya dikkat çekme çabalarımız azalmayacak. Bilakis, bu topraklarda Müslümanları temsil eden en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olarak her bir saldırı, her bir haksızlık karşısında şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkânlarımızı seferber edeceğiz.
Tepki ve çabalarımız sadece saldırı odaklı da değil. Bosna’da yaşanan endişe verici gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu bağlamda teşkilatımızda dört bir koldan konu gündeme geliyor. Gençlerimiz yaptıkları programlarla, yayınlarımız haberleriyle insanları bilinçlendirmeye gayret ediyor.
Doğu Türkistan’daki mazlum kardeşlerimiz için de çok önemli ve güzel adımlar atıyoruz. İnşallah uzun vadede çok güzel sonuçlar vermesini umduğumuz bu girişimlerimize de yılmadan devam edeceğiz.