Kendin İçin Okumak

Kendin İçin Okumak

İnsanlar farklı sebep ve amaçlarla okurlar. Okuma türlerini iki başlık altında toplayabiliriz: 1. Dıştan yönlendirmelerle okuma. 2. İçten yönlendirmelerle okuma.

Başkaları İçin Okumak

Ezberci eğitim kuramlarında öğrenci, dıştan yönlendirmelerle, yani dışsal sebep veya amaçlarla okur. Okul veya öğretmen istediği için okur; not almak, diploma almak için okur. Üstelik, bunları elde etmek, neyi ne kadar ve nasıl okumayı gerektiriyorsa o kadar ve öyle okur. Söz gelimi, ilgili kitabın bir kısmını okumak yetiyorsa o kadarını okumakla yetinir. İlgili kısmı ezberlemek yettiği için, anlamlı öğrenmeleri sağlayacak okuma yapmaz. Dıştan gelen talepleri yerine getirmiş olmanın ve görüntüyü kurtarmanın geçici ve yalancı zevkini duymakla tatmin olur. Zamanla bu durum öğrencide karaktere dönüşebilir.  Dışsal bir sebep yoksa okumaz; okursa başkaları için, kendini göstermek için okur. Böylece aynı zamanda, kurumlara veya insanlara teslim olmayı farkına varmadan öğrenmiş olur. Okuduklarıyla beslenemediğinden, çok sayıda diplomaları, sertifikaları, unvanları olmasına rağmen sorgulama, anlama, tercihte bulunma gibi insani yetilerini pek geliştiremez. Donanımı yetersiz olduğundan ahlak edinemez; kendini yönetemez, dıştan güdülmeyi sürdürür.

AİLE | 16 Aralık 2021 Okuma Alışkanlığı Evde Başlar

KİŞİNİN, KENDİSİ İÇİN OKUMASI

İçten yönlendirmelerle okuma ise, kişinin, kendisi için okumasıdır. Gerçek okuma budur ve kişinin kendini önemsemesinin eseridir. Böyle okumanın amacı, kişinin kendine yatırım yaparak öz varlığını bilgiyle beslemek suretiyle geliştirmektir. Bilgiyle beslenmenin yolu, anlamlı öğrenmeleri gerçekleştiren okumalardan geçer. Bu yüzden, kendisi için okuyan, anlamayı esas alır, okuduğunu anlam(landırm)aya çabalar. Hayata, varlığa, düşünceye (okuduklarına) kişi ne kadar anlama çabasıyla yaklaşırsa onlara o kadar nüfuz eder ve onları kendi varlık dünyasına taşır, temellük eder. Anlamaya yönelik olan bu okuma, kişinin insanî yetilerini geliştirmesini sağlar.

Soylu Kul Olmanın Şartı

Birey, anlamlı öğrenmelerle geliştiği oranda ahlak edinebilir. Edindiği değerlere göre kendini yönetir ve denetler. Dış yönlendirmelerin ve dürtülerinin güdümüne girmemeye çalışır. Sözleri ve eylemleri birbiriyle tutarlı olur; aralarında kolay kolay çelişki olmaz. Allah’ın müjdelediği soylu kullarından olmanın ön şartı, “kendisi için okuyan” olmaktır, denebilir. Çünkü o müjdelenen kullar, “Sözleri dinleyip en güzeline uyan kişilerdir.”(Zümer suresi 39:18) Dinlediği veya okuduğu sözleri anlayan kimse, en güzel olanı seçebilir. Anlamaya çabalamayanlar, “zanna ve dürtülerine” uyabilirler. (Necm suresi, 53:23)

Ramazanı daha fazla okumamıza vesile kılalım.