YAZARLAR
İnsan Hakları mı? O da Ne ki?
Türkiye’de bir grup kendisini ilerici, solcu, komünist, devrimci, Atatürkçü, batıcı, laik ilan edip iktidara geldiklerinde “insan ve insan hakları”na dair ne varsa ayak altına alanlar, bu beceriksizlik ve iki yüzlülüklerini örtmek için: “Kulluktan, yurttaşlığa” geçtik. Özgürleştik, kul değil, insan olduk.” lafını çokça gevelemiştir.
Böylece bir taşla birkaç yüz kuş vurma cingözlüğüne sahip olduklarını sanarak, sadece kendilerini aldatan bu tıynetteki insanlar şimdi, ülkenin en ırkçı, en faşist söylemlerini yaymaktan ve göçmenler üzerinden toplumsal kaos üretmekten de çıldırırcasına zevk alıyorlar.
Öte yandan, bu Mayıs ayı başında Hindistan Başbakanı Narendra Modi Almanya’ya geldi. Başkent Berlin’de Almanya Başbakan Olaf Scholz ile bir dizi konsültasyonda bulundu ve Scholz Hindistan’ı “Almanya’nın Asya’daki merkezi ortağı” olarak ilan etti. Giriş ile, Modi’nin Almanya ziyareti arasında ne ilişki var diyebilirsiniz. İlişki yoksa da ilişkilendirmek kolaydır.
Almanya ve Avrupa ülkeleri özellikle Türkiye söz konusu olduğunda “insan ve insan hakları” derler başka bir şey demezler. O yüzden de askeri ve ekonomik ambargoların yanı sıra siyasal ambargoya da muhataptır Türkiye. Almanya “insan hakları ikili ilişkilerimizin temeli”dir der durur da söz Türkiye haricinde Müslümanlara baskı uygulayan ülkeler söz konusu olunca sus pus olurlar. İşte Hindistan örneği bunun içindi.
O Narenda Modi ki, ülkede istediği kanunu çıkarıp on binlerce Hindli Müslümanı vatandaşlıktan attığı yetmediği gibi, camileri, ibadethaneleri kapatmak ve suç işlediği iddiasıyla Müslümanların evlerini, işyerlerini yıktırmakla ününe ün katmış, camileri yıktırıp yerine Hindu tapınakları inşa ettirmiş, Müslümanlara ve Hristiyanlara karşı katliam gibi saldırıları yapanlara ses çıkarmamış birisi.
Tam da o gün, 2 Mayıs’da Keşmir’in en eski ve büyük camiinde Müslümanların Ramazan Bayramı namazı kılınması yasaklanırken, Scholz’un “insan hakları”ndan bahşetmeyişi normal midir?
Almanya Başbakanı Scholz’un bunu bilmiyor olmaması, insanın havsalasına girmiyor bile. Üstelik bu zamana kadar, Türkiye’de solcuların idaresindeki bir belediye alanen göçmenlere karşı ayrımcılık yaparken, sol partiler, sol medya, sol sosyal medyacılar göçmenlere binbir türlü hakaretler yağdırırken, olmamış olayları göçmenlere yıkarken bunların yaptıklarını kınayan bir batı başkentine de rastlamadık.
Ee böyle olunca da insan haklarının ne olduğunu anlatmakta zorlanacaklar tabii. Yani “Ben insan haklarının ne olduğunu biliyorum da, onlar da biliyor mu acaba?” demek istiyorum. Ve burada bunun onlarca başka örneğini, hele hele Ortadoğu’dan hiç vermek istemiyorum. Bu konuda susanlar, kendileri iyi biliyor ve utançlarından olsa gerek, ağızlarını da açamıyorlar.