Yazarlar

Lafla Peynir Gemisi Yürümez

Davası için hayatını ortaya koyan insanüstü bir mahlukun, günlük nimetler ve insanı o kadar aşağılaştıran bir takım menfaat bağlarıyla ne alakası kalır? …. İşte o insanlar bizleriz arkadaşlar!
20 Mayıs 2022

Şevket Süreyya, 1923 yılında dava arkadaşlarıyla birlikte siyasi suçlu olarak girdiği hapishane hayatından bahsederken idealist öncü dava arkadaşının, hakiki ihtilalci/inkilapçı olduklarından söz eden ateşli nutuklarına yer veriyor (Suyu Arayan Adam, s.323-325.): “Kendini kayıtsız şartsız inkılaba veren adam” olmaktan dem vururken şunları söylüyor: “Onda gelici geçici dünya nimetlerine tam manasıyla göz yumarak, kendisini yalnız dava için feda etmek asıldır. Esasen davası için hayatını ortaya koyan böyle insanüstü bir mahlukun, günlük nimetler ve insanı o kadar aşağılaştıran bir takım menfaat bağlarıyla ne alakası kalır? …. İşte o insanlar bizleriz arkadaşlar! Hakikî, saf ve ülkücü ihtilalciler bizleriz!”

Tam sözlerini bitirdiğinde kapı açılır ve onları her zaman ziyarete gelen genç görünür. Arkasında jandarma onbaşısı ve sırtında dört tane yeni portatif karyola taşıyan gardiyan.  Artık kimse yerde yatmayacak diye herkes sevinmiş ve hepsi, teşekkür etmek için ziyaretçinin etrafını alınca, biraz önce idealistçe konferans veren doktor namzedi, bu halkanın arasından yavaşça sıyrılarak, kendi karyolasını toplayıp yeni karyolaların yanına bırakır ve yeni bir karyolayı alarak kendi yerine kurup eşyalarını yerleştirir. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi sakince arkadaşlarının halkasına sokulur. Herkes susmuş; biraz önce kendisinin, feragat ve geçici menfaatlere yüz çevirmek vasfını o kadar güzel anlatan bu mücahidin hareketini şaşkınlık içinde takip ediyor. “Ateşli ihtilalcinin (…) ve bu insanüstü mahlukun bu feragat tılsımını, …sadece bir portatif karyolanın eskisine bakarak yenisinin farkı, bir an içinde bozmuş, parçalamıştı. (… ) Acaba hayat, onun dilediği gibi akar da bir gün bu kapılar açılır ve ona: “Buyur arkadaş! Artık söz senindir, vaat ettiğin dünya cennetini yap.” derlerse ne olacaktı!

Tabiî o zaman bu küçük karyola büyüyecek, büyüyecekti. Süslü, ipekli yatak odalarına, yaldızlı salonlara, pahalı marka ağır otomobillere, güzel kadınlara, köşklere, saraylara inkılab edecekti. Bunlardan her biri bir taraftan göründükçe, inkılapçı etrafını saran yoldaşları arasından hafifçe sıyrılarak, yahut bunları iki tarafa iterek, kendine açılan altın sedirlere mi koşacaktı?  …Bu kadar aşağılık bir menfaat karşısında bizi bu kadar düşüren hangi şeytandır?”

Kutlu mesaj: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren iştir.” (Saff suresi, 61:2-3) Aynaya bakalım!

 

Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın

Son Yazıları

Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın

Son Yazıları

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş