Almanya’nın Duisburg kentinde yaşayan 30 yaşındaki Aygül Küçükbıyık’ın oğlu Emir, Aachen Gençlik Dairesi tarafından himaye altına alınarak, Köln kentinin yakınlarında eşcinsel bir çifte verildi. Anne Aygül Küçükbıyık, konuyla alakalı Camia Haber’e konuştu.
Küçükbıyık, “Aachen şehrinde bir kadın sığınma evinde kalıyordum. Çocuğuma daha iyi bakabileceğimi ve ev bulma konusunda yardımcı olabileceklerini söyleyerek beni anne-çocuk bakımevine gönderdiler. Sonradan öğrendim ki, beni gönderdikleri yer zihinsel engelli annelerin kaldığı bir yermiş.” ifadelerini kullandı.
Küçükbıyık, kendisine vaat edilenin aksine yardımların yapılmadığını iddia ederken, yetkililerin, bebeğini bırakarak anne-çocuk bakım evinden ayrılabileceğini söylediklerini kaydetti. Tutulan raporda ise psikolojik nedenlerden dolayı çocuğa bakamayacağı ve çocuğun gelişiminin geride olduğu gerekçe gösterildiğini belirten Küçükbıyık, oğlu Emir’in 30 Mayıs 2021 tarihinde himaye altına alındığını ifade etti.
Aile “Özellikle Göçmenlerin Koruyucu Aile Olması Çok Önemli” ANNENİN İTİRAZLARI HİÇE SAYILDI
Alman yasalarında çocukların koruyucu aileye verildiğinde kültürel ve dinî hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiği açıkça vurgulanırken, çocuğunun eşcinsel bir çifte verildiğini söyleyen Aygül Küçükbıyık, itirazlarının gençlik dairesi tarafından dikkate alınmadığını belirtti.
Küçükbıyık, “Ben oğlumun Türkiye kökenli bir aileye verilmesini istiyorum. Eşcinsel çiftin yanında kalmasını istemiyorum. Çocuğumu ayda bir kez görme hakkı verdiler. En son görüştüğümde çocuğum kucağımdan inmek istedi. Bana karşı soğuk davrandı. Şu an 10 ay 15 günlük ve onlara alışma sürecinde.” dedi.
ÇOCUĞUN KÜLTÜREL VE DİNî KİMLİĞİ DİKKATE ALINMALI
Annenin hukuki mücadelesi devam ederken, Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Aile Ataşeliği’nin Alman mercilerle irtibatta olduğu ve çocuğun bakımını üstlenebilecek Türkiye kökenli ailelerin önerildiği belirtildi.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada 1992 yılından itibaren Almanya’da geçerli olan Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunularak, çocukların yabancı bir aileye verilirken çocuğun etnik, kültürel ve dinî kimliğinin gerektiği şekilde dikkate alınması şartına da dikkat çekildi. (fy)
