Allah’a Sığınmak (İsti’âze)

Allah’a Sığınmak (İsti’âze)

Allah Teâlâ, müminlerden kötülüklerden korunmak için Allah’ın himayesine girmelerini, yardımını talep etmelerini, O’na sığınmalarını ister. Buna istiaze denir. Peygamberlerin de içine düştükleri belalarda Allah’a sığındıklarına dair örnekler Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilir. Mesela Hz. Nûh, hakkında bilgisi olmayan şeyi istemekten,[1] Hz. Yûsuf, evinde bulunduğu sırada Kraliçenin kendisine kurduğu komplodan,[2] Hz. Mûsâ da kavmi ile yaşadığı sorunlardan Allah’a sığınmıştır.[3]

Hz. Peygamber’e de; şeytanların vesveselerinden ve kışkırtmasından, yine Kur’an okunduğunda şeytandan, onun kışkırtması ve musallat olmasından, kibirinden, Allah’ın ayetlerini tartışmaya açandan, yarattığı şeylerin, karardığı zaman gecenin, üfürükçülerin, kıskançların şerrinden, insanların kalplerine şüphe atan ve tereddüde sokan vesvesecilerin, sinsi şeytan ve insanların şerrinden Allah’a sığınması emredilmiştir.[4]

YAZARLAR | 28 Ocak 2022 Allah’ın İpine Sımsıkı Sarılmak

Kur’ân-ı Kerîm’de insanlardan bazılarının bir kısım cinlere sığındıkları ve bunun onların azgınlıklarını arttırmaktan başka bir işe yaramadığı belirtilmiştir.[5]

Kur’an tilavetine, “Kur’an okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”[6] meâlindeki ayete göre “E‘ûzü billâhi mine’ş-şeytânirracîm” diyerek başlamak âlimlerin çoğunluğunca müstehaptır.

Hz. Peygamber insanı dünya ve ahirette zora sokacak birçok olumsuzluktan Allah’a sığınmış ve dualarında bunlara yer vermiştir. Mesela; şeytandan, cehaletten, bütün fitnelerden (dünyanın, ölümün, hayatın, fakirliğin, zenginliğin, ateşin fitnesinden), kabir azabından, ateşin azabından, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, beladan, günahtan, ömrün rezil vaziyette sonlanmasından, maddi ve manevi kirlerden, Deccalın şerrinden, tedirginlikten, üzüntüden, acze düşmekten, ağır borç yükü altında ezilmekten, yarattıklarının şerrinden, adaletsiz hüküm vermekten, düşman karşısında gülünç duruma düşmekten, kibirden, kendini beğenmişlikten, nimetin gitmesinden, sağlığının bozulmasından, intikamından Allah’a sığınmış ve bu amaçla Felak ve Nas surelerin okumuş, ümmetine de tavsiye etmiştir.

Allah Teâlâ’nın Hz. Peygamber’den zikrettiği konularda kendisine sığınmasını istemesi aslında kullarına yol göstermesi amacını taşır. Allah’ın koruması altında bulunan Hz. Peygamber’e böyle bir emrin gelmiş olması bu konuda ümmetinin de o yolda olmasını ifade eder. Keza Hz. Peygamber’in dualarında Allah’a sığındığı hususlar esasen ümmetine öğretmeyi amaçladığı ve dikkat etmelerini istediği şeylerdir. Hem bu tür sorunlar konusunda duyarlı olmak hem de başa geldiğinde Allah’a sığınmak, O’nun yardımını istemeyi ihmal etmemek gerekir.

Doğrusunu en iyi Allah bilir.

 

[1] Hûd suresi, 11:47.

[2] Yusuf suresi, 12:23.

[3] Bakara suresi, 2:67; Mü’min suresi, 40:27; Duhân suresi, 44:20.

[4] Nâs suresi, 114/1-6.

[5] Cin suresi, 72:6).

[6] Nahl suresi, 16:98.