YAZARLAR
Eşe “Fakat”Sız Sevgi
Sevgi, insanın temel ihtiyaçlarındandır. İnsan, sevgisiz var olamaz, gelişemez. Maslow’un ihtiyaç sıralamasına göre yeme içme gibi fizyolojik ihtiyaçlar birinci, güven ikinci, sevgi ve benimse(n)me ise üçüncü sırada yer almaktadır. Bebeğin temel gıdası sevgi, benimsenme ve ilgidir. Yaşın ilerlemesi, insanın sevgiye olan ihtiyacını ortadan kaldırmaz; her yaşta insan sevgiye, sevmeye, sevilmeye, benimse(n)meye ihtiyaç duyar. Sevgiden mahrum kalmak, bireyin hayatını zehirler; büyük acı verir. Bu yüzden, sağlıklı bir kişilik gelişimini gerçekleştirebilmek ve mutluluk üretebilmek için her yaştaki bireyin sevgi ihtiyacının tatmin edici düzeyde karşılanması gerekmektedir.
Bireyin sevme yetisini geliştirip seven ve sevilen olması konusunda aile, büyük sorumluluk yüklenmiştir. Ailede eğitimin, mutlaka hem sevgi esasına dayanması hem de sevgiyi öğretmesi gerekmektedir. Eşlerin bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmeleri için öncelikle onların her birinin eşini seven ve onun tarafından sevilen konumda olması şarttır. Ancak böylesi eşler, çocuğunun sevgi yeteneğini geliştirmesine kılavuzluk edebilirler. Çünkü onlar hem örnek olurlar hem de eşi üzerinden geliştirdikleri sevgi yetisiyle çocuklarını layıkıyla sevebilirler.
Seven ve sevilen eş olmak için kişi, eşinin sevgi ihtiyacını karşılama yükümlülüğünü amasız, fakatsız yerine getirmek durumundadır. Bu bilinci kazanan kişi, eşinde var olduğunu düşündüğü kötü özellik, tutum ve davranışlarını, sevmeye engel etmenler olarak algıla(ya)maz.
Esasen eş olarak seçmiş olmak, onu koşulsuz ve içtenlikle sevmek için yeterlidir. Çünkü bu seçim, sıradan bir karar değildir. Kur’an’ın özellikle erkek üzerinden yaptığı nitelemesiyle “çok sağlam ve ağır bir misaktır/akittir,sözleşmedir.”(Nisa suresi, 4: 20). Bu sözleşmenin yüklediği sorumlulukla kişinin eşine göstereceği sevgi, onun hoşlanmadığı özelliklerini bile hoş karşılamasını sağlar ve sonuçta onların da hayra dönüşmesinin önünü açar, hoşlanmadığı özelliklerin barındırdığı hayırları keşfeder, açığa çıkarır: “Eşiniz olan hanımlarla iyi geçininiz. Şayet onlardan hoşlanmadıysanız, sizin hoşlanmadığınız şeyde Allah pek çok hayır yaratmış olacağı umulur.”(Nisa suresi, 4: 19).
Erkek eşler için söylenen bu sözler, kadın için de geçerli mesajlardır. Bu iyimser ve ümitvar edici mesajın yol açtığı bilinç sayesinde kişi, sıkı ilişki içinde olduğu, hayatı paylaştığı eşine karşı sorumluluklarını şevkle, sevgiyle ve rahatlıkla yerine getirerek mutluluk üretebilir.