Çocuk Bugün Oyuncağını Paylaşır, Yarın İnfak Eder
Hayatının her alanında Allah rızasını gözeten insan, iyiliğe erme adına sevdiği şeylerden infak etme ile mükellef olur. Bu bilinci kendinden sonraki nesle vermesi ise üzerine düşen görevlerindendir.
- AİLE
- 9 Kasım 2022
Emine Güler
Bu dünyada yaptığımız hiçbir şey karşılıksız kalmayacaktır. İyilik de yapsak kötülük de yapsak, bu yaptıklarımızın hepsi kıyamette önümüze konulacaktır. Onun içindir ki, dünya ahiretin tarlasıdır. Bu tarlaya bu dünyada ne ekersek ahirette önümüzde onu bulacağız. Bu yüzden dünyada infak ederek Allah’ın sevdiği kullar zümresine girmeye gayret etmeliyiz.
Şimdiden tezi yok, yanımızda götüreceğimiz, karşılığını bulacağımız azıklarımızı artırmak için gayret etmeliyiz. Allah Teâlâ ayette şöyle buyurmaktadır:
“O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.”[1]
İNFAKTA BULUNMAKLA MÜKELLEFİZ
Müslüman, muhsin bir insandır. Muhsin demek, hayır hasenât sahibi, özü de sözü de davranışı da iyiliklerle dolu, kısacası dosdoğru Müslüman demektir. Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak, kuracağımız müesseselerle, gelecek nesillerimizi Allah’a iyi kullar olarak yetiştirmeye çalışmalıyız. Nesillerimizi İslam inancı üzere yetiştirmek için de imkân sahibiyiz. Hayatımızın her alanına rıza-i ilahiyi yerleştirme bu yolda gayret gösterme sorumluluğunu doğurur. Bu yolda iyiliğe erme adına sevdiğimiz şeylerden infak etme ile mükellefiz. En büyük sorumluluklarımızdan biri de infak bilincini gelecek nesillere aktarmaktır.
İnfak; malımızın, kazancımızın, emeğimizin bereketidir. Umuyor ve dua ediyoruz ki, Rabbimiz yaptığımız her infak karşılığında emeğimizi, infakımızı bizim niyetimize göre bereketlendirecek, artıracaktır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in şöyle bir müjdesi bulunmaktadır:
“Her gün iki melek iner. Bunlardan biri; ‘Allah’ım! Malını verene yenisini ver!’ diye dua eder. Diğeri de: Allah’ım! Cimrilik edenin malını yok et! diye beddua eder.”[2]
Allah Resulünün bu müjdesi yanında, hatırımızda tutmamız gereken bir konu da bizim sahip olduklarımızın asıl sahibinin Rabbimiz olduğu şuurunda olmamızdır. Zira, ayette şöyle buyrulmaktadır:
“De ki: ‘Eğer biliyorsanız söyleyin: Yeryüzü ve içindekiler kimindir?’ ‘Allah’ındır’ diyecekler. ‘Öyle ise siz hiç düşünüp öğüt almaz mısınız?’ de.”[3]
[post-refarans id=”35623″ taraf=”sol”]
ÖNCE KENDİMİZİ EĞİTMELİYİZ!
İnfak harcamak demektir. Ama sadece kendi için değil nafaka olarak veriyorsa ailesi için, Allah yolunda ise ihtiyacı olan kişilere malından vermektir. İbn Haldun’un da dediği gibi “Çocuklarımızı eğitmek istiyorsak önce anne baba olarak kendimizi eğitmeliyiz.” çünkü çocuklar söyleneni değil gördüğünü yapar ve öğrenir.
Camia Tv’de yayınlanan Biz Bir Aileyiz programının konuğu sosyal pedagog Emine Arslan da küçük yaşlardan itibaren infak şuurunun gelişebilmesi için, özellikle 2-6 yaş grubu çocukların, yetişkinlerin davranışlarından öğrendiğine dikkat çekti. Arslan, “Çocuklar söylemler yerine davranışları zihin dünyalarına kaydediyorlar.”
PAYLAŞMAYI ÖĞRETMEK
Arslan, çocukların oyuncaklarını paylaşmalarını sağlamanın infak bilincinin oluşumunda temel faktör olduğunu belirtti. “Sahip oldukları oyuncak, kitap veya elbiseyi çocuklardan paylaşmasını rica etmek, infak bilincinin çocuğun zihnine yerleştirilmesine ve ileride malından, parasından infak etmesine teşvik edecektir.” dedi. Bunun karşılıksız yapılabileceğini göstermenin önemini de vurgulayan Arslan, “Bugün oyuncağını paylaşır, yarın infak eder. Çocuklarımız bizim fidanlarımızdır onları nasıl yetiştirirsek ona göre çiçek açacaktır.” ifadelerini kullandı.
YAŞAYARAK ÖRNEK OLMAK
Örnek olarak güvenilir bir vakfa yapılan yardımların veya bir eğitim binasının inşasına verilen infakın anlatıldığı takdirde çocukların infak ile alakalı düşüncelerine olumlu katkı sağladığına dikkati çeken Arslan, “Başta kendimiz örnek olmalıyız. Çocuklarımızdan, onlara verdiğimiz harçlıktan bir miktarı sadaka kutusuna atmasını isteyebiliriz. Onlara “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisini uygun şekilde anlatıp, ihtiyaç sahibi insanlara, komşularımıza ve çevremize yardım etmenin Allah’ın çok sevdiği bir davranış olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
İNFAK KONUSUNDA SAMİMİYET ESASTIR!
İnfakta asıl olan “Allah rızası için” yapılmasıdır, bu konuda samimiyet esastır. Bu kavramın geçtiği birçok ayet ve hadis değerlendirildiğinde, Allah’ın hoşnutluğunu kazanma niyeti bulunan ve Müslümanlara fayda sağlayan bütün harcamalar, Allah yolunda infak sayılabilir. Geleneksel vakıf hizmetleri, yoksulların korunmasına yönelik tedbirler, okul, kütüphane, cami, yol, köprü, çeşme, imarethane yapılması gibi faaliyetlere yatırım yaparak infak edilebilir. Yüce Allah, yapılan infakın mükafatını insanlara vereceğini ayetlerinde müjdelemiştir.
[1] Zilzâl suresi: 99: 6-8.
[2] Buharî, Zekât, 45, H. No: 1442.
[3] Mu’minûn suresi, 23-84-85.