Yazarlar

Kalb-i Selim

Vicdan, kalb-i selim’in dinamiğidir. Vicdanın pratiği de iffet ve rikkattir. İffet, hazları helal ile sınırlandırmak; rikkat de varlığa nezaket, zarafet ve şefkat ile yaklaşmaktır.
19 Ocak 2023

“O gün ne mal fayda verir ne de evlat. Allah’a temiz bir kalple gelebilmektir asıl faydayı veren.” (Şuarâ suresi, 26:88-89).

İnsanda iki güç çatışma hâlindedir. Bunlar nefs-i emmâre yani kötülüğü emreden nefis ile kalb-i selimdir. İnsan bedeni, bu iki güçten hangisinin yönetiminde ise ona göre şekil alır. İnsandaki kalbin yazılımı heva ise kötü, vicdan ise iyidir. Hz. Peygamber’in: “Kalpte biri meleklere özgü diğeri şeytan işi iki dürtü vardır.”[1] hadisi bu gerçekliğe işaret eder. Bu sebeple kalp rahmânî ve şeytani güçlerin mücadele alanıdır. Hz. Peygamber: “Vücutta bir et parçası vardır. O temiz ve sağlıklı olursa bütün beden temiz olur, o bozuk olursa bütün beden bozuk olur, dikkat edin o kalptir”[2], hadisi insanı şekillendiren organın kalp olduğuna işaret eder.

Vicdan, kalb-i selim’in dinamiğidir. Vicdanın pratiği de iffet ve rikkattir. İffet, hazları helal ile sınırlandırmak; rikkat de varlığa nezaket, zarafet ve şefkat ile yaklaşmaktır.

Rikkatsiz kalp, onun kaskatı kesilmesi[3] ve acımasız olması anlamına gelir. Bu, o insan ve çevresi için bir felakettir. Bu özellikteki kalbe sahip olanlar acımasız, zalim ve hilebazdır.

Selim kalp, sağduyunun sesidir. Bu sebeple Hz. Peygamber: “Fetvanı vicdanından al! İyilik, kalbin ve nefsin huzur bulduğu eylem; günah, vicdanına rahatsızlık veren ve tereddütte olduğun şeydir. O hâlde sen müftüler fetva verse de yine de fetvanı vicdanından al![4] buyurmuştur. Buna göre kalb-i selim, insanın eylemlerini ve onun temelinde yer alan niyetini denetleyen, iyiliğe yönlendiren, kötülüğü engelleyen ve bununla kişiye huzur veren; işlenen kötülük sonrasında eylem sahibini yargılayan, pişmanlıkla onu onarma enerjisi sağlayan, sonrasında da aynı davranışın tekrarlanmasına engel olan ilahi-fıtri öze dayalı iç otoritedir.

Bütün amellerin plan ve projeleri kalpteki niyetlerdir. Allah katında ona göre değer kazanır.[5] Amellere değer katan ihlastır.

Kalb-i selimin iki görüntüsü vardır: Birincisi kötülüklerden arınmak, ikincisi de faziletlerle bezenmektir. Buna göre kalbin selim oluşu dil ile değil eylem iledir.

Bağdatlı Ruhi (ö.1605) gazelinde şöyle ifade eder:

Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler

“Yevme la yenfeu”da kalb-i selim isterler.

(Ey Hoca! Sanma ki senden altın gümüş isterler. “Hiçbir şeyin fayda vermediği hesap gününde” tertemiz kalp isterler.)

En doğrusunu Allah bilir.

 

[1] Tirmizî, “Tefsîrü’l-Ḳurʾân”, 2/35.

[2] Buhârî, “Îmân”, 39.

[3] Hacc suresi, 22:53.

[4] Ahmed b. Hanbel, IV, 228.

[5] Buhârî, “Bed’ü’l-vahy”, 1.

Prof. Dr. Saffet Köse
Prof. Dr. Saffet Köse

Son Yazıları

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş