Aile

“Çocuk Özenir, Taklit Eder ve Yaşayarak Öğrenir”

Terbiye ve eğitim birbirine karışan kavramlardır. Çocuğa terbiye verirken güzel ahlaklı olması amaçlanır, eğitim sürecinde çocuğun belli bir konuda bilgi, beceri ve tecrübe kazanması ön planda tutulur. Terbiye de eğitim de ailede başlayan süreçlerdir.
Gülistan Şeker
06 Şubat 2023
@Shutterstock

Aile, toplumun en küçük birimini oluşturur. Bir erkek ve bir kadının sorumlulukları ve görev paylaşımını kabul edip, bir araya gelerek oluşturdukları yapıya aile denir. Evlilik ile birlikte her iki taraf için de aile genişler. Her iki bireyin bir anda iki anne ve babası olur. Zamanla bu aileye çocukta gelince, hala, amca, dayı, teyze gibi bireylerle aile yapısı daha da genişler.

TERBİYE VE EĞİTİM ARASINDAKİ FARK

Bu geniş yapıda çocuğun eğitimi ve terbiyesinden anne babası sorumludur. Terbiye, günümüzde eğitim manasında kullanılır. Bir diğer tabirle insanın özünü ortaya çıkarmak, şekil vermek, aslıyla eğitmek demektir. Çocuk terbiyesi güzel ahlaka, insani değerlere götüren süreç olarak da değerlendirilebilir. Belli bir konuda bilgi, beceri ve tecrübe kazanma ise eğitimdir. Çocukların yeteneklerini keşfetme konusunda kimse ebeveynler kadar bilgi sahibi olamaz. Aileler çocuklarını iyi tanımalı ve çocukluklarını yaşamalarına izin vermeli, ahlaki ve zihinsel gelişimlerine önderlik etmelidirler.

ÇOCUĞU TERBİYE EDECEK ANNE BABANIN VASIFLARI

Anne-baba ilk önce iman sahibi, ilim sahibi ve iyi amel sahibi olmalı. Çocuğun gelişimini etkileyen yararlı tutumlarda bulunup zararlı, tehlikeli tutumlardan kaçınılmalı. Ebeveynler eğitimli, donanımlı olmalı ki çocuğa sirayet etsin. Buna örnek olarak Bediüzzaman Said Nursi’nin çocukluğunu örnek verebiliriz. Henüz çocuk yaşta talebe iken terbiyesinden zekasından etkilenen hocaları, Bediüzzaman ailesini merak ederler ve yakından tanımak için ailesinin yaşadığı köye giderler birde bakarlar ki, baba tarladan dönerken hayvanlarının ağzını bağlı hâlde eve getirir. Bunun gerekçesini öğrenmek isteyen hocaları, babadan şu yanıtı alırlar: “Hayvanlarım komşunun bahçesinden ve tarladan otlanmamaları için bu yöntemi uyguluyorum, eğer onların rızası olmadan bahçeden otlanırlarsa, onların eti, sütü bize olumsuz sirayet eder.” der. Annesi de oğluna hamile kaldığından itibaren arz’a abdestsiz ayak basmadığını söyler.

ANNENİN YAŞADIĞI DUYGU BEBEĞE SİRAYET EDİYOR

Bu kıssadan da anlaşılacağı üzere terbiye süreci önce eş seçimiyle başlar. Zira, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerifinde eş seçiminde takvalı olanı seçiniz tavsiyesinde bulunmuştur. Eş seçiminden sonra anne hamilelik döneminde yediğine, içtiğine, izlediğine, dinlediğine dikkat etmeli. Yapılan araştırmalar hamilelikte sigara kullanan annelerin çocuklarının yüzde 57’si ileriki yaşlarda sigara kullanıyor. Bundan dolayı annenin hamilelik döneminde yoğun yaşadığı her türlü duygu bebeğe de sirayet ediyor. Çocuklar 0-2 yaş döneminde anne babayı takip edip, deyim yerindeyse kayda alırlar. 3 yaşından itibaren taklit dönemi başlar. Ebeveynler ne yaparlarsa onları taklit ederler. Anne-babaları gibi giyinmeye onlar gibi hareket etmeye özenirler. Örneğin, namaz kılanla beraber namaz kılarlar.

Kısaca 0-6 yaş arası çocuğa şekil veren ailedir. 7-12 yaş arası ise çocuğa terbiye veren aile ve öğretmenidir. Çocuklar 13 yaşından itibaren, yani ergenlik döneminde sık sık arkadaş ortamlarına girerler. Aileler bu zorlu dönemde karşılarındaki çocuklarını yetişkin bir genç olarak kabul edip, arkadaşça yaklaşarak eğitim ve öğretimlerinde destek olmalılar.

0-7 YAŞ ARASINDA ÇOCUKLAR SOMUT KAVRAMLARLA EĞİTİLİR

Bu bağlamda çocuklarda somut ve soyut olarak adlandırdığımız dönemler vardır. Somut dönem, 0-12 yaş aralığı bir dönemdir. Gâzâlî’ye göre ise 0-7 yaş arasıdır. Bu dönemlerde çocuklar bazı olayları ve meseleleri anlayamaz. Misal, günah, ölüm cennet, cehennem gibi kavramlar soyuttur ve bunları anlayamazlar. Çocuklar bu dönemde hayali olayları gerçek gibi anlatırlar. Onları bu dönemde somut kavramlarla, yani gördüğünü anlayabildiği kavramlarla eğitmek, terbiye etmek onların gelişimine fayda sağlayacaktır. 11 yaşından itibaren ergenliğin ilk dönemlerinde soyut kavramlarla eğitim sürdürülebilir.

EBEVEYNLER AŞIRI KONTROLDEN KAÇINMALI

Anne-babalar çocukları ile eğitici, öğretici ilişkiler kurmalı. Bunun temeline sabrı öne alan, tahammülü yüksek tutan ve güven ilişkisini oturtan yaklaşımlar konmalı. Ebeveynler eğitim ve terbiye sürecinde kontrolü bilinçli sağlamalı ve aşırı kontrolden kaçınılmalı. “Aman koşma, düşersin”, “Dokunma, kırarsın” gibi aşırı kontrolcülük çocuğun gelişimini kötü yönde etkileyebilir. İyi bir örnek olmak, çocuğa rol model olabilmek daha etkilidir. Çocuk özenir, taklit eder ve yaşayarak öğrenir. Çocuklar sözlere değil, davranışlara bakar. Terbiye, sürekli tenkit etme yerine uygun yaşantılarla özleştirme, güzel ortamlarda bulunmasını sağlayarak dinî ve kültürel etkinliklere dahil edilerek sağlanabilir.

ANNE BABANIN YANLIŞ TUTUMLARI

Anne-baba bazen çocuğu terbiye etme konusunda tutarlı ve hem fikir olmayabilir. Bir tarafın “hayır” dediğine diğer taraf “evet” diyebiliyor. Bu tutum yanlış. Anne-babalar çocuğa ilgisiz kalabiliyor, halbuki çocuk ile ilgilenilmeli, sordukları soruya cevap vermeli. Çocuğun ergenlik döneminde amca, dayı, teyze gibi yakın akrabalardan yardım almalı ve aile bağını sıkı tutmalı. Geniş ailede yetişen çocukların aile içinde problemleri daha kolay aştıkları görülmüştür.

(Bu yazı Camia TV’de yayınlanan Biz Bir Aileyiz programının 17. bölümünden hareketle Gülistan Şeker tarafından hazırlanmıştır.)

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş