Bayrama kurtuluş müjdemizi alan kullardan olarak kavuşmayı nasip eylesin her birimize. Bu yıl yeniden dolu dolu ramazanlarımıza kavuştuk. Camilerimizde, evlerimizde kurulan kalabalık iftar sofraları, binleri buluşturan sokak iftarları, kalabalık bir cemaatle kılınan teravih namazlarıyla taçlandı. Bölge ve camilerimizdeki iftarlarımızda komşuları, yerel yetkilileri aradık iftar sofralarımız kendi cemaatimiz içinde olduğu kadar bulunduğumuz topraklardaki insanlarla da bir araya gelmemize iyi niyetlerimizi paylaşmaya kardeşliğimizi pekiştirmeye vesile oldu.
Yazarlar İftar Sofralarımızla Kardeşliğimiz Pekişiyor
Bizler ramazanı bu şekilde yaşarken Türkiye’deki depremzede kardeşlerimiz de Hasene uluslararası insani yardım derneği tarafından hayırseverlerin bağışlarıyla kurulan iftar sofralarında oruçlarını açtılar, kurulan çadırda namazlarını kıldılar, sohbetlere katıldılar, çocuklar kendileri için hazırlanan etkinliklerle çocuklarını yaşadı, moral buldu. Buradan bu hayırların yapılmasına katkıda bulunan her bir bağışçıya, hayırsevere teşekkür ederim. Ancak bölgede yara çok derin, bu yaraya merhem olmak için bağışların devam etmesi elzem. Gerek zekâtlarımızla gerek diğer sadaka ve bağışlarımızla hem depremzedelerin hem de diğer ihtiyaç sahiplerinin yaralarına merhem olmak için acele edelim, ramazan bitmeden ramazanın bereketiyle birlerimiz binlere dönecektir Allah’ın izniyle.
Zulmün Gölgesinde Ramazan
İslam dünyasındaki tek yaramız deprem bölgesiyle de sınırlı değil maalesef. Zalim Çin idaresi bu ramazanda da Doğu Türkistan’daki Müslüman halka oruç yasağını uyguladı. Sahur vakitlerinde hangi evlerin ışıklarının yandığını dahi gözetleyen komünist Çin, Müslümanların oruç tutmasına, teravih namazını kılmasına ibadetlerini yapmasına izin vermiyor. Müslümanları sözde “eğitim kampları”na hapsetmek için bahane arayan Çin hiçbir eleştiriye, kınamaya aldırmadan zulmüne devam ediyor.
Hindistan’da ise, Hindu tanrı Ram’ın doğum günü etkinlikleri çerçevesinde yürüyüş yapan bir grup Hindu fanatik Müslümanlara ait, ev ve işyerlerinin yanı sıra bir camiyi de ateşe verdi. Hindu fanatikler Sihlerle Hristiyanlara ait mekânları da talan etti. Hint polisinin ise âdeta saldırganları koruyup, mağdur Müslümanları sorguladığı bilgileri aktarılırken, getirilen sosyal medya yasağıyla bölgeden sağlıklı bir bilgi almanın önü tıkandı.
Mescid-i Aksâmızdan bu ramazanda da zulmün, İsrail güçlerinin zorbalığının yansıdığı görüntülerle yüreğimiz yandı. Her ramazan ayında tansiyonun yükseldiği Mescid-i Aksâ’ya yapılan bu saldırılar asla kabul edilemez. Ne Mescid-i Aksâ’ya ne de dünyanın herhangi bir yerindeki mescitlerimize, camilerimize, diğer dinlere ait kutsallara yapılan hiçbir saldırı ve hakaret insan onuruna yakışmaz.
