Almanya’da AfD’nin Korkutan Yükselişi: “İktidara Gelebilirler!”

Camia Haber olarak AfD’nin birinci parti çıktığı doğu eyaletlerinde yapılan anketleri ve kamuoyundaki tartışmaları inceledik.

Almanya’nın doğu eyaletlerinde son yapılan anket sonuçlarına göre, Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, bölgede birinci parti konumuna yükseldi. Almanya kamu yayıncı kuruluşu NDR adına yapılan ankete göre, AfD ilk kez kuzeydoğusundaki Mecklenburg-Vorpommern eyaletindeki en güçlü siyasi parti haline geldi.

afd’ye yüzde 32 oy

Ankette, “Önümüzdeki Pazar eyalet seçimleri olsa kimse oy verirdiniz?” Sorusuna, seçmenlerin yüzde 32’si AfD’ye oy vereceğini açıkladı. Bu oran, 2021 eyalet seçimlerinde 16.7 olarak kaydedilmişti. Aynı ankette, eyaleti yöneten Başbakan Manuela Schwesig’in SPD’si ise ikinci sırada yer alırken, oy oranı yüzde 23’te kaldı.

brandenburg’ta da birinci sırada

Brandenburg’daki eyalet seçimleri öncesinde yapılan bir ankette de AfD’nin diğer partileri büyük bir farkla geride bıraktığı görüldü. Anket sonuçlarına göre, seçmenlerin yüzde 38’i, bir sonraki eyalet seçimlerinde AfD’nin hükümette yer almasında bir problem görmüyor.

Afd’nin etkisi artabilir

AfD’nin bu yükselişinin ardında, göçmen karşıtlığı ve aşırı sağ politikalarının yattığı ifade ediliyor. Parti, özellikle bu konular üzerinde yoğunlaşarak seçmenlerin dikkatini çekiyor. Bu sonuçlar, önümüzdeki yıllardaki Federal seçimlerde AfD’nin etkisinin artabileceği konusunda endişelere neden oluyor. Özellikle enerji politikaları ve göç meselesi gibi konular, seçmenlerin gündeminde üst sıralarda yer alıyor.

“Tüm ülkede bir şeyler değişir”

Berlin Hür Üniversitesinden Prof. Dr. Funke, aşırı sağcı AfD’nin oy oranının bu kadar yüksek çıkmasının şaşırtıcı olduğunu belirterek “Uzun vadede bu, demokrasi için, demokrasimizin istikrarı için bir tehlikedir çünkü ülkenin doğusunda (bir eyalette) çoğunluğu elde edip hükümete gelirlerse o zaman sadece o eyalette değil, tüm ülkede bir şeyler değişir. 1949’dan, Federal Almanya’nın kuruluşundan beri var olan bir tabu yıkılmış olur.” dedi.

“Hükümet inandırıcılık konusunda kötü bir durumda”

AfD’nin yükselişinin nedenleri arasında ülkedeki yüksek enflasyon, sosyal dengesizlik ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yer aldığı çoklu kriz durumunu gösteren Funke, Alman hükümetinin bu konularda etkinlik ve inandırıcılık anlamında “kötü bir durumda” olduğunu savundu.

“Hükümete duyulan memnuniyetsizlikle ilgili”

Funke, halkın üçte ikisinden fazlasının hükümetten memnun olmadığını ve bunun Almanya koşullarına göre çok yüksek bir oran olduğuna işaret ederek “AfD’ye yönelik daha önce hiç görülmemiş bu yüksek seçmen teveccühü, federal hükümete duyulan güçlü memnuniyetsizlikle ilgili. Aynı şekilde muhalefet partisine de çünkü sosyal politika ve askeri politikalar alanında makul alternatifler sunamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Björn höcke ile hükümete gelmeleri mümkün”

Siyaset bilimci Funke, 2024’te Thüringen ve Saksonya’da eyalet meclisi seçimlerinin yapılacağı ve AfD’nin iktidara gelme şansının olup olmadığı yönündeki soruya şöyle cevap verdi: “AfD’nin herhangi bir yerde hükümete geleceğine asla inanmadım. Şimdi farklı düşünüyorum. Thüringen’de bu aşırı sağcı parti içindeki en radikal temsilci olan Björn Höcke ile mümkün. Höcke ve onun AfD’si kabul görüyor.” ifadelerini kullandı.

“Endişe verici”

Berlin Humboldt Üniversitesinden Prof. Dr. Battis de Almanya’nın tarihi göz önüne alındığında AfD’nin kamuoyu anketlerinde oy oranını artırmasına ilişkin gelişmenin endişe verici olduğunu belirterek “Diğer yandan seçimler öncesindeki anket sonuçlarının genellikle seçim sonuçlarından farklı olduğunu da görmek gerekir. Bu bakımdan, her şeyi dramatize etmeye gerek yok ancak şunu net bir şekilde söylemek lazım: Komşu ülkelerde (AfD’ye) benzer radikal partiler, uzun süreden beri bu tür sonuçlar alıyorsa bu (AfD’nin yüksek oy alması), ‘Bizim için de tehlikeli değildir.’ demek için bir sebep olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Ekonomik korkulara dayanan bir belirsizlik”

AfD’nin yükselişinin sebepleri arasında petrol ve gaz tedarik kriziyle iklim krizi sonucunda Alman hükümetin yürürlüğe koymak istediği tartışmalı “Bina Enerji Yasası’nı” gösteren Battis, “İnsanlar, evlerini kaybedeceklerinden, evlerini ellerinde tutamayacaklarından korkuyorlar çünkü onarım tedbirleri alınması gerekiyor. Bu, kesinlikle çok önemli bir sebep. Ekonomik korkulara dayanan bir belirsizlik.” ifadelerini kullandı.

“Seçmenlerle daha fazla ilgilenilmeli”

Battis, AfD’ye kayan seçmenleri kazanmak için hükümetin ve muhalefetin onlarla ilgilenmesi gerektiğini vurgulayarak “Şunu söylemek lazım: AfD adaylarının seçmenlere ulaştığı, örneğin Thüringen ve Saksonya-Anhalt’taki yerel seçimlerde AfD başarılı oldu. İlgilendiler ve bu, bazı politikacılar tarafından henüz gerektiği gibi dikkate alınmayan bir nokta. Parti üyeleri ve milletvekilleri seçmenlerle daha fazla ilgilenmeli.” dedi.

Alman Haber Ajansına (DPA) açıklamada bulunan İç İstihbarattan Sorumlu, Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı (BfV) Thomas Haldenwang, AfD’nin son parti toplantısında delegelerin gelecek yıl yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri için tartışmalı adaylar seçmesinin “endişe verici bir gelişme olduğunu” söyledi.

“Güçlü anayasa karşıtı akımlar var”

Haldenwang, ılımlı siyasetçilerin parti içinde etkisini kaybettiğini savunarak “Bu, parti içinde etkisi artmaya devam eden güçlü anayasa karşıtı akımlar olduğu yönündeki değerlendirmemizi bir kez daha kanıtlıyor.” dedi.

Avupa parlamentosunda yer alacak

Adayların tam listesi ve partinin Avrupa Parlamentosu seçimleri programının henüz kesinleşmediğini hatırlatan Haldenwang, “Ama geçmişte özgür, demokratik anayasal düzenimizle bağdaşmayan pozisyonlarla dikkatleri üzerine çeken kişilerin, önümüzdeki Avrupa Parlamentosunda AfD grubunda yer alacakları şimdiden belli oldu.” ifadesini kullandı.(c)