Yazarlar

Müslümanların En Ağır Sınavlarından Biri: Gıybet

İnsan, kıskançlık, nefret, kendini beğenme gibi sebeplerle bir başkasının ardından konuşabilmektedir. Kendisini savunamayacağı bir yerde insanı çekiştirmeyi Kur’ân-ı Kerîm, “ölü kardeşin etini yemek” olarak tasvir eder.
28 Eylül 2023

Hz. Peygamber, bir hadisinde gıybet etmeyi, duyduğunda hoşlanmayacağı bir konuda birisinin arkasından konuşmak, dedikodusunu yapmak şeklinde açıklamıştır. Sahabeden birisinin, “ya söylediğimiz şey onda varsa!” demesi üzerine, “zaten onda varsa gıybettir yoksa iftiradır.” buyurmuştur.[1]

İnsan, kıskançlık, nefret, kendini beğenme gibi sebeplerle bir başkasının ardından konuşabilmektedir. Kendisini savunamayacağı bir yerde insanı çekiştirmeyi Kur’ân-ı Kerîm, “ölü kardeşin etini yemek” olarak tasvir eder ve bunun selim tabiat sahipleri için tiksinti verici olduğunu söyler.

Aile | 12 Aralık 2022 “Dedikodu Yapmıyorum, Olanı Söylüyorum” 12 Aralık 2022

GIYBETİN KEFARETİ: İSTİĞFAR

Gıybet, ahlaki olarak ayıp, dinen günah, fıkhi olarak haram bir eylem olup en ağır kul haklarından birisidir. Gıybet eden, aleyhine konuştuğu kişiden helallik isteyebilir, kimin yanında konuşmuş ise onun nezdinde gıybetini yaptığı kişinin iyiliklerinden bahsederek hatasını telafi edebilir. Bir hadiste geçtiği üzere gıybeti yapılan kişinin affı için Allah’a istiğfarda bulunmak da gıybetin kefaretidir.

Kardeşlik hukukunun ihlali olan gıybet, en az iki kişi ile yapıldığı için kimin yanında gıybet ediliyorsa bu fiili işleyeni engellemek de kardeşliğin bir gereğidir. Zira bir Müslüman din kardeşinin karşısında ve gıyabında onun saygınlığını korumakla yükümlüdür.[2] Bu tür durumlarda kim kardeşinin hukukunu koruyorsa Allah da benzer durumda onun hukukunu korur, eğer bunu yapmazsa aynı duruma düştüğünde Allah da onu yardımsız bırakır. Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Her kim bir Müslüman’ı saygınlığının kaybolması, şerefinin elden gitmesi söz konusu olan bir yerde onu savunmayarak yardımsız bırakırsa, aynı duruma düştüğünde Allah da onu yalnız bırakır, eğer kardeşine yardım ederse, benzer durumda Allah da ona yardım eder.”[3]

İnsanlarda bulunan bazı kötülükleri konuşmak gıybete girmez. Söz gelimi bir kötülüğün şikâyeti ya da insanları ondan korumak için anlatılması gıybet değildir. Bu bağlamda ilmi bir meselede sadece düzeltmeyi amaçlayan fikri alıntılar, eleştiriler gıybet olmaz. Ancak burada da küçük düşürücü üsluptan kaçınmak esastır.

Bazı âlimler, zalim idarecinin, alenen günah işleyen fâsıkın ve insanları uydurduğu dine davet eden bid’atçinin gıybeti yoktur derler.

Hz. Peygamber: “Utanma duygusunu kaybetmiş olanın gıybeti olmaz.” buyurur[4]  ve bu tür insanların kötülüklerinin anlatılmasını ister: “Pervasızca kötülük işleyen birinin kötülüğünü anmaktan korkuyorsunuz öyle mi? Onda olan kötülüğü anlatın ki insanlar onu tanısın ve kendilerini korusunlar.”[5]

En doğrusunu Allah bilir.

 

[1] Müslim, “Birr”, 70.

[2] Tirmizî, “Birr”, 20.

[3] Ebû Dâvûd, “Edeb”, 36.

[4] Kudâî, nr., 426.

[5] Bk. Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, nr. 9219.

Prof. Dr. Saffet Köse
Prof. Dr. Saffet Köse

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş