Çok Yönlü Çocuk Yetiştirmek

Çok Yönlü Çocuk Yetiştirmek

Her çocuk dünyayı keşfetmeye çalışan, sürekli öğrenmeye açık; aklı hızlı ve pratik işleyebilen bir kâşiftir âdeta. Her anne babanın bilmesi gereken en önemli konu ise yeteneksiz çocuğun olmadığı, keşfedilmemiş çocuğun olduğu gerçeğidir.

Gülümser Arslan

Çok yönlü varlıklar olarak yaratılmış olmamıza rağmen tek düze yaşanan hayatların esiri hâline geliyoruz çoğu zaman. Günlük rutin işlerin peşinden koşturduğumuz her an nice yeteneğimizi kaybederken bunun farkına dahi varamıyoruz.

KONFOR ALANINDA YAŞAM

Bizde var olan ancak kullanmayı akıl edemediğimiz kabiliyetlerimiz zamanla körelirken, en sık yaptığımız işlerde ustalaşırız. Emek vermeden çaba sarf etmeden hiçbir beceriyi geliştiremiyor, yenilerini de edinemiyoruz. Bu sebeple olsa gerek yüksek potansiyele sahip olsak bile bunun çok altında bir benliğe razı oluyoruz. Farkında olmadan kendimizi içine hapsettiğimiz konfor alanında yaşamak hem rahat hem de kolay olduğu için burada kalmayı tercih ediyoruz.

Yaratılış amacına aykırı bir hayata tutunduğumuz ve potansiyelimizin çok altında bir yaşam sürdürdüğümüz için giderek daralan konfor alanlarımızda bunalıyor ve yeteneklerimizi köreltiyoruz.

[post-refarans id=”10160″ taraf=”sol”]

İNSANLIĞIMIZIN GEREĞİ

Oysa bizler yaradılışımız gereği birden fazla dil öğrenebilen, sanatın her alanını üretebilen ve onu geliştirebilen, okuyan, araştıran düşünen ve böylelikle kendini geliştirebilen varlıklarız. Bizi diğer canlılardan farklı kılan bu özelliğimizi kullanmak insanlığımızın ve Müslümanlığımızın bir gereğidir.

Nitekim Resûllullah (s.a.v.) ümmetine “İki günü eşit olan ziyandadır.” diye buyurmaktadır. Efendimiz bu sözü ile bizleri çalışmaya, gayret etmeye, gelişmeye teşvik ederken; yaptığını yeterli görüp  tembellik yapmaktan sakındırmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda yapılan işlerde bir süreklilik ve ilerleme kaydedilmesi istenmektedir. Diğer taraftan söz konusu yapılan işin niceliğinden çok niteliğidir. Burada yapılan işlerin sayılarını değil kalitesini artırmaya yönelik bir teşvik vardır.

İnsan her yaşta kendine yeni davranışlar, yeni beceriler kazandırabilir. Bu, yaşımız ilerledikçe zorlaşsa da imkânsız değildir. Hele ki çocukluk dönemlerinde yeni şeyler öğrenmek çok daha kolaydır.

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN EN İYİ YATIRIM…

Çocuklarımız için yapabileceğimiz en büyük yatırım onların kendilerini farklı alanlarda geliştirmesine fırsat ve olanak sağlamak olacaktır. Bu bizim için de geçerlidir. Hangi yaşta olursak olalım “Benden geçti” demeden çocuklarımıza da iyi örnek olacak şekilde yeni şeyler öğrenmeye ve yeni beceriler kazanmaya çalışmalıyız. Bu sayede zihnimizin çalışma kapasitesini artırarak ileri yaşlarda gelişen unutkanlık gibi bazı hastalıkların da önüne geçmiş oluruz.

DOĞRU SEÇİMLERİ DOĞRU ORANDA SUNMAK

Çocukluk döneminde yeni şeyler öğrenmek çok daha kolaydır. Çocuklarımızın ilgi alanlarını ve yeteneklerini iyi gözlemlemek işin en önemli kısmıdır. Kendilerinde fark ettiğimiz becerileri geliştirebilmeleri için onlara yardımcı olmamız gerekmektedir. Özellikle erken yaşta çocukları spor ve sanat gibi faaliyetlere teşvik etmek çok önemlidir. Çünkü bu yaşlarda edinilen beceriler kolay kolay kaybolmadığı gibi yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde zihnin ve bedenin çok daha iyi çalışmasına katkı sağlar.

Burada çocukların hayal güçlerini kullanabilecekleri serbest oyun zamanlarının önemine de vurgu yapmak gerekiyor. “Çok yönlü yetiştireceğim” diye çocuğun tüm zamanını faaliyetlerle doldurmak elbette verimli olmayacaktır. Doğru seçimleri doğru oranda sunmak gerekir.

[post-refarans id=”35396″ taraf=”sol”]

ŞİİR VE EDEBİYAT İLE TANIŞTIRMAK

Bununla birlikte çocukları erken yaşlarda şiir ve edebiyat ile tanıştırmak, yeni bir dil öğrenmelerine yardımcı olmak bir diğer önemli zihin yatırımıdır. Ayrıca farklı kültürleri tanımalarını sağlamak çocuğun çok yönlü yetişmesine yardımcı olurken, öncesinde kendi kültür ve değerlerini bilmesi ve  yaşaması, kültürler arası sentez yapabilme kabiliyetini artıracaktır.

GÜNÜMÜZDEN VE TARİHTEN ÖRNEK ŞAHSİYETLER

Çok yönlü olmayı teşvik ederken çocuklarımızın önüne bu yönüyle bilinen örnek şahsiyetleri koymak işimizi daha da kolaylaştıracaktır. Bunlar günümüzden örnekler olabileceği gibi tarihimizden örnekler de olabilir. Örneğin çocuğumuza Fatih Sultan Mehmet’i anlatırken onun “İstanbul’u feth eden kişi” olmasının yanı sıra aynı zamanda yedi dil bilen bir âlim ve bir şair olduğuna da dikkat çekmek gerekir.

İslam tarihimiz böyle nice özgün şahsiyetlerle doludur. Çocuklarımıza onlardan bolca bahsederek bilinç altlarına bu güzel şahsiyetlerin hikâyeleriyle etki edebilir kendilerine kimleri örnek almaları gerektiği konusunda fikir verebiliriz.