YAZARLAR
Hangi Eğitimli İnsan
İnsanı eğitimsiz düşünmek mümkün değil. Doğuştan sahip olduğu insani potansiyelini eğitim sayesinde açıp geliştiriyor. Oluş hâlinde bir varlık olan insan, eğitimle oluş sürecini sürdürüyor; insanlaşıyor. İnsan, nasiplendiği eğitim elverdiği ölçüde gelişebiliyor, insanlaşıyor. Kişi, insanî yetilerini geliştirdiği, insanlaşma düzeyini yükselttiği oranda özneleşiyor: O nispette düşüncelerinin, duygularının, eylemlerinin, hayatının öznesi oluyor. Çünkü böylesi eğitimle kişinin düşünme, sorgulama, anlam(landırm)a, her konuda alternatifleri görme, onları değerlendirip tercihte bulunma, karar oluşturma gibi insanî yetileri nispeten gelişiyor.
Küreselleşen günümüz dünyasında bu anlamda eğitimli insana ihtiyaç, dünkünden daha fazla. Bilgi çöplükleri arasında dolaşan, etkili beyin yıkama, reklam, dezenformasyon ve telkin bombardımanına maruz kalan günümüz insanı kendini yönetmek için daha fazla donanıma ihtiyaç duymaktadır.
“Eğitimli kişi” ifadesinin genelde olumlu çağrışımları olsa da tersi de olabiliyor: Eğitim kişinin insanlaşma sürecini köstekleyebilir, nesneleştirebilir de. Z.Gökalp II. Meşrutiyet döneminde (1920’ye doğru) şu tespiti yapıyor: “Başka milletlerde en seciyeli ve ahlaklı kimseler tahsilde en ziyade ileri gitmiş fertler arasından çıktığı hâlde bizde en muzır adamlar medrese yahut mektepten nasip alanlardır…. Medrese ve mektep, terbiye ettiği fertlerin ahlak ve seciyesini bozuyor.”
Bugün için aynı tespitler yapılabilir mi? Cüceloğlu’nun değerlendirmesi şöyle: “Amerika’da, hiç eğitim görmemiş bir insanla aynı odada kalmaktan korkarım. Beş dolar için gırtlağını kesebilir. Eğitim orada gerçekten bir fark yaratıyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe, uygar, olgun, sorumluluk sahibi, verdiği sözü tutan, kişisel bütünlüğü olan bir insan olma yolunda ilerliyor. İstisnalar kesinlikle olabilir ama genellikle böyle. Türkiye’ye gelip baktığımda iki faktör görüyorum. Şehirleşme ve eğitim. Türkiye’de şehirleşmiş ve eğitim görmüş insandan korkuyorum. Kesinlikle insafsız, kendinden ve kendi yakınlarının çıkarından başka bir şey düşünmüyor. Bu son derece kuvvetli bir duygu bende. İliğini sömürür bitirir, hiç acıma duygusu yoktur. Ama şehirleşmemiş, okumamış, saf köylü olarak kalmışsa onda değerler bilinci çok yüksektir.”
Demek ki, eğitim faaliyeti masum bir iş değil; oldukça netameli, riskli. Okul karşıtları tamamen haksız değiller. Eğitim var eğitim var! Bireyin gelişimini kılavuzlayan etkin ve verimli eğitim olduğu gibi, gelişimini köstekleyen eğitim de var. “Eğitimli insan” denilince durup düşünmek gerekiyor.