Hamas’ın İsrail’e saldırmasının akabinde Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler İsrail’e karşı şartsız destek sundu. Almanya, Almanya’nın devlet olarak varlık sebebinin İsrail’in varlığını ve güvenliğini sağlamak olarak ilan etti.
İş buraya kadar normal. İşin normal olmayan yönü ise, İsrail’e karşı yapılacak olan her hangi bir eleştirinin “Yahudi Düşmanlığı” olarak ilan edilmesi oldu. Her kim İsrail’i eleştirirse “Hamas destekçisi, Hamas işbirlikçisi” ilan edilmeye başlandı
“Filistin” kelimesi artık Nazizm’den daha da şiddetli bir şekilde “terörist” kelimesi ile eş anlamlı hâle geldiği gibi aynı zamanda “Yahudilere karşı nefret”in bir tezahürü olarak görülmeye başlandı. Öyle ki, Gazze’de öldürülen çocukları, kadınları, vurulan hastaneleri gündeme getirmek bile Hamascı olmak, Yahudi düşmanı olarak suçlanmak için yeterli oldu.
Gündem “Kimse Gazze’deki Acılardan Bahsetmiyor”
Böylesi bir ortamda İsrail’e her şey ama aklınıza gelebilecek her şeyi yapma hakkı ve imkânı tanımak, İsrail’in güvenliğini korumak anlamına asla gelmeyecektir. Dünya insanlığı bu olup biten karşısında sadece İsrail’i suçlayacaktır.
Nitekim, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un İsrail’i ziyaretinde şartsız desteğini sunması karşısında Gazze ile ilgili tek bir laf etmemesine atıfta bulunan Haaretz gazetesi yazarı Amira Hass “Almanya, sorumluluğunuza uzun süredir ihanet ediyorsunuz.” şeklinde yazmak zorunda kaldı. Amira Hass, Scholz’un, “Gazze Şeridi’ndeki sivil halkın çektiği ızdırab ve zorluklar daha da artacak. Bunun sorumlusu da Hamas’tır.” ifadesine “Peki siz ve Batı’daki meslektaşlarınız İsrail’e sınırsız destek verdiğinizi göz önünde bulundurursak, bu ızdırab artışının bir sınırı var mı?” sorusunu sorarak cevap verdi.
Yani, İsrail’de dahi hükûmetin haksız Filistin politikası eleştirilebilirken, Almanya’da İsrail’in eleştirilmesinin “Yahudi düşmanlığı”na dönüştürülmesi insanların gözünden kaçmıyor. Öyle ki, İsrail hükûmetini eleştirmeyi bu kadar ucuz bir siyasetle suç saymak İsrail’in aleyhine ortam oluşturmak anlamına geliyor.
Dolayısıyla Gazze’de ve tüm Filistin’de olup bitenleri ve Filistin sorununu sadece Hamas’a indirgemek, su şartlarda İsrail’e destek olarak görülse de bu destek, gittikçe İsrail’in güvenliğini daha da tehdit eder duruma gelecektir. Bunun içindir ki, ABD, Almanya ve İngiltere aslında İsrail’in güvenliğini korumuyor, tam tersine tehlikeye atıyor.
Sorun, BM kararları doğrultusunda iki devletin kurulması ve bölgede barışın temini için çalışılması ile çözülebilecek iken, başta Gazze olmak üzere İsrail’in savaş suçlarını “İsrail’in kendini savunma hakkı” olarak görmekle daha da çıkmaza sokulmaktadır. Bu hâliyle de ABD, Almanya ve İngiltere, İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Bu konuda, yaşanan olaylardan başka delile ihtiyaç yoktur.
