YAZARLAR
Tecessüs Yasağı
“Ey iman edenler!… İnsanların gizli hâllerinin peşine düşmeyin…” (Hucurât suresi, 49:12).
Tecessüs, bir kimsenin başkalarınca bilinmesini istemediği özel hayatına dair durumlarını, sırlarını merak edip öğrenmek için onun bilgisi, rızası dışında gizlice dinlemek veya gözetlemek suretiyle ya da bir başka yolla araştırma yapmak demektir.
Tecessüs, kardeşlik bağlarını koparır, insanlar arası ilişkileri bozar, kin, nefret ve fesadı besler ve sosyal barışı zedeler. Bu sebeple Hz. Peygamber: “Su-i zandan sakının! Çünkü sü-i zan sözün en yalanıdır. Başkalarının konuştuğunu dinlemeyin! Tecessüs ve bencillik yapmayın! Birbirinizi haset etmeyin, birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Kardeş olun ey Allah’ın kulları!”[1] buyurmuştur.
Hz. Peygamber bireysel olan dışında bir devlet politikası olarak insanların gizli hâllerinin peşine düşmenin halk arasında ahlakı yozlaştıracağını ve insanları yoldan çıkaracağını belirtir.[2] Çünkü insanların birbirlerine karşı muhbirlik yapmalarının önünü açmak bozgunculuğu / fesadı yaygınlaştırır. Aynı zamanda insanlar tarafından sırları ya da günahları bilinmiş olan bir insanın utanma duygusunu kaybetmesi sebebiyle yüzsüzleşmesi de söz konusudur. Böyle bir durumda günahın ve kötülüğün geçişkenlik özelliğinin sonucu olarak onun yaygınlaşmasına zemin hazırlanmış olur. Bu da toplum huzurunu bozan bir eyleme dönüşür.
Tecessüs yasağının bir gereği olarak İslam âlimleri mesken masuniyeti yani ev mahremiyetine özel önem vermişlerdir. Nitekim Hz. Ömer içki içildiğini fark ettiği bir eve baskın yaptığında ev sahibinin, “ben bir yasağı ihlal ettim sen ise üç” deyip bunları şöyle sıralamıştır:
1-Tecessüs yapmayın (49/12) buyuruluyor sen bunu yaptın,
2-Evlere kapılarından girin (2/189) deniliyor benim evime çatıdan daldın;
3-Evlere selâmsız ve izinsiz girmeyi (24/27) yasaklayan buyruğu deldin.
Bunun üzerine Hz. Ömer’in özür dileyip oradan ayrıldığı nakledilir.[3]
Genel bir ilke olarak gözlerin harama bakmaktan sakındırılması[4] ve evin içine bakmanın helal olmadığını bildiren hadis[5] aynı zamanda tecessüsten caydırıcı bir tedbir olarak görülebilir. Bunun yanında küçük yaştaki çocukların anne-babalarının odalarında bulundukları zaman dilimlerinde izinsiz olarak yanlarına girmemeleri hususunda eğitilmelerine dair emir;[6] karı-kocanın birbirlerinin mahrem sırlarını deşifre etmelerinin lanete vesile olacağına dair uyarı[7] aile içi tecessüs yasağı ve ona zemin hazırlayan ifşa gibi eylemlerden sakınmanın önemine işaret eder.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.
[1] Müslim, “Birr”, 28.
[2] Ebû Dâvûd, “Edeb”, 37.
[3] Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, XIII, 566; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, XXVI, 157.
[4] Nûr suresi, 24:30-31.
[5] Tirmizî, “Salât”, 148.
[6] Nûr suresi, 24:58-60.
[7] Müslim, “Nikâh”, 123-124.