İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete Hanau’da 19 Şubat 2020 tarihinde gerçekleşen ırkçı saldırıya ilişkin mecli araştırma komisyonunun yayınladığı raporunu değerlendiren bir açıklama yaptı.
Hanau Soruşturma Komisyonu’nun raporunun birkaç açıdan tam anlamıyla hayal kırıklığına sebep olduğunu söyleyen IGMG Genel Sekreteri Ali Mete, “İlk olarak komisyon acil sorulara cevap veremedi. İkinci olarak, güvenlik yapılanmasının büyük başarısızlığından hiçbir sonuç çıkarılmadı. Bunun yerine rapor âdeta sorumlular için bir aklama protokolünü andırıyor. Bilinmeyenler gizleniyor, inkâr edilemeyecek olanlar için üzüntü beyan ediliyor” dedi.
“Defalarca aramalarına rağmen polis acil durum hattına ulaşamadılar”
Görgü tanıklarının ifadeleriyle ortaya çıktığını, kurbanların tek kaçış yolu olan acil çıkış kapısının polisin emriyle yasadışı bir şekilde kapatıldığına dikkat çeken Ali Mete, “Öldürülmelerinden kısa bir süre önce kurbanların defalarca aramalarına rağmen polise acil durum hattından ulaşamamaları; polisin, yargının ve siyasilerin ırkçı saiklerle işlenen cinayetlerin ardından kurbanlara ve yaslı ailelerine karşı inanılmaz derecede duyarsız davranması… Sadece bunlar bile en azından yapısal ve personel sonuçlar doğurması beklenen ciddi suçlamalardı. Bu büyük başarısızlığın hiçbir sonuç doğurmamış olması aslında çok şey anlatıyor” ifadelerini kullandı.
“Hanau çok sayıda çözülmemiş dava arasına ekledi”
Hanau Raporu’nun hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği bir başka dip nokta olduğunun altınız çizen Mete, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sunulan rapor, sadece mağdurlar ve yakınlarını kaybedenler için değil, Almanya’da ırkçılıktan etkilenen herkesin şüpheye düştüklerinde devletin güvenlik mekanizmasına, adalet sistemine veya parlamentolardaki temsilcilerine güvenemeyeceklerinin açık bir işaretidir. Böylece Hanau, NSU skandalına ve ırkçı arka plana sahip çok sayıda çözülmemiş davaya eklenerek bu çirkin tabloda yerini aldı” dedi.
“IGMG olarak tüm mağdurların yanındayız”
İslam Toplumu Millî Görüş olarak tüm mağdurların yanında olduklarını ifade eden Genel Sekreter, son olarak “Hanau aynı zamanda bize, Alman olarak görülmeyen herkese, çeşitliliğe ve bir bütün olarak toplumumuza yönelik bir saldırıdır. Bu bizi derinden yaralıyor. Bizler Gökhan Gültekin, Sedat Gürbüz, Said Nesar Hashemi, Mercedes Kierpacz, Hamza Kurtović, Vili Viorel Păun, Fatih Saraçoğlu, Ferhat Unvar ve Kalojan Velkov’uz.”
