Fransız Basını, Soykırım Davasında İsrail’i Destekleyen Yayın Yaptığı İddiasıyla Şikayet Edildi

Fransa’da muhalefetteki Boyun Eğmeyen Fransa Partisi (LFI), Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’e karşı açılan “soykırım” davasına ilişkin süreçte Fransız medyasının “açık şekilde taraflı” yayın yaptığı gerekçesiyle, İşitsel ve Dijital İletişim Düzenleme Kurumuna (Arcom) başvurdu.

[post-refarans id=”53435″ taraf=”sol”]

LFI Meclis Grup Başkanvekili Mathilde Panot, Arcom’a yaptığı başvuruyu sosyal medya hesaplarından paylaştı. Milletvekili Panot başvurusunda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin “soykırım” suçlamasıyla İsrail’e karşı UAD’de açtığı davanın duruşmalarına ilişkin yayınlarda Fransız medyasının İsrail tarafının savunmasına geniş yer verirken Güney Afrika’nın mahkemeye yaptığı sunumları göz ardı ettiğine dikkati çekti.

“Fransız medyası açık şekilde taraflı yayın yaptı”

Aralarında kamu kuruluşlarının yer aldığı Fransız medyasının, “açık şekilde taraflı” yayın yaptığını belirten Panot, UAD’deki dava gibi “uluslararası öneme sahip konularda kamuoyunun dengeli ve tarafsız şekilde bilgilendirilmesinin” hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

İsrail’e karşı açılan “soykırım davası”

1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine UAD’de dava açabiliyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de işlediği fiillerle Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta UAD’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.

Güney Afrika tedbir kararı talep etti

Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken, duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini incelemek için müzakerelere başladı.

Kararın açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte, Divan’ın önceki yargılamalarına bakıldığında soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor. (aa,c)