Yazarlar

Ne günlere kaldık ya Rabbi

Türkçede şaşılacak olaylar olduğunda söylenen “Ne günlere kaldık ya Rabbi” diye güzel bir söz var.
13 Şubat 2024

Bu söz şimdi, Almanya’da bizi çeşitli tehlikelere karşı korumakla görevli Anayasayı Koruma Dairesi’nin eski başkanı Hans-Georg Maassen’e karşı aynı dairenin bizi korumaya çalışması için bal gibi söyleyebileceğimiz bir söz oldu.

Ne günlere kaldık ya Rabbi.

Bir zamanlar Almanya’yı iç ve dış tehlikelere, aşırı sağından aşırı soluna, hatta “siyasal İslamcı”sından Jihadistine kadar çeşitli “Müslüman”lardan koruyor diye güvendiğimiz Hans-Georg Maassen şimdi “aşırı sağcılık bakımından” tehlike oluşturabilir şüphesi ile takip altına alındı.

Hem de kendisinin 6 yıl boyunca başında olduğu kurum tarafından. Şimdi o kurum eski başkanı hakkında “Hans-Georg Maassen aşırı sağ görüş ve programları ile bu ülke için tehlike oluşturuyor. Onun için hakkında bilgi topluyor, dosya oluşturuyoruz.” dedi.

Hans-Georg Maassen de bu gelişmeye karşı boş duracak değil ya. Kalemi, pardon klavyeyi eline alarak X platformunda “Açıkçası bu federal hükûmet benden korkuyor. Anayasayı Koruma Dairesi, Almanya’da siyasal muhalifleri susturmak için kullanılıyor.” diye yazmış.

Ne günlere kaldık ya Rabbi.

Ya Müslüman kuruluşlar olarak bizler ne yapacağız? Sadece bir örnek olması bakımından kanunlara uyuyoruz diye bu ülkede şimdi susturulmaktan yakınan Hans-Georg Maassen’in yöneticiliğini yaptığı kurum tarafından “legalist” sıfatı ile “suçlu” ilan edilişimizi hatırlayın. Biz hâlâ “legalist” olarak tanımlanıyoruz. Bereket versin ki, yargı tarafından yapılmış bir mahkûmiyet yok, ama, hakikaten yargı tarafından mahkûm edilmiş gibi muamele gördük ve hâlâ da bu böyle devam ediyor.

İşte o zaman bize “Legalist” yani kanunlara uyduğumuz, kanunları ihlal etmediğimiz için üzerimize “suç işleme” damgası vuranlar, aynı kurumun bir baskı ve susturma aracı olarak işlev gördüğünü ileri sürüyor. Tarihin cilvesidir işte diyoruz elbette.

Ama iş o kadar da basit değildir. Federal hükûmetin bir güvenlik kurumu, madem ki, Hans-Georg Maassen’in tehlikeli birisi olduğuna dair uyarıda bulunmayı görev sayıyorsa, o kişinin görev yaptığı dönemde Müslümanlarla göçmen kurum ve kuruluşları hakkındaki bilgi toplamasının ön yargılı olup olmadığını da araştırması gerekir.

Zira, Hans-Georg Maassen durup dururken bir günde aşırı sağıcı olmadı. Siyasete girerken de, kendi görüşlerini siyasal olarak eyleme dönüştürme amaçlı girdi. Hristiyan demokratlar Hans-Georg Maassen’i de bu yüzden saflarına aldı. Baktılar ki, iş çığırından çıktı “yanımızda görünme” deme ihtiyacı hissettiler. Yani, Hans-Georg Maassen’in izlenmesi yetmez, geçmişteki icraatları da araştırılmak zorundadır.

Ne günlere kaldık ya Rabbi.

Pin It on Pinterest

Paylaş