Yazarlar

Aldatan Bizden Değildir

“İnsanlardan almak üzere ölçüp tarttıklarında ince ince hesap yapan, ama onlara vermek için ölçüp tarttıklarında kıyısından köşesinden noksanlaştırarak çalan düzenbazlara yazıklar olsun!” (Mutaffifîn, 83: 1-3).
01 Mart 2024

Aldatmak, dürüstlük ilkesinin ihlali ve güvenin kötüye kullanılması, insani özün kaybı, iman sermayesinin erimesi ve bütün bu yönleriyle bir karakter sorunudur.

Günlük hayatta çok farklı şekilleriyle aldatan insanlarla karşılaşmak mümkündür. Söz gelimi ticarette müşteriyi yanıltarak haksız kazanç elde etmek, sportif faaliyetlerde hileye başvurarak üstünlük sağlamak, sınavlarda kopya çekmek, üretim ve imalatta malzemeden çalmak, bilgisizlikten yararlanarak avantaj sağlamak aldatmanın örnekleri arasında sayılabilir. Bunlardan yola çıkarak söylemek gerekirse eylemdeki haksızlığın kamufle edilerek sunulması aldatmanın karakteristiğini oluşturur. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.v.): “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmuştur (Buhârî, İman”, 164; Ebû Dâvûd, “Büyû’”, 50). Çünkü aldatmak, çevresine karşı güvenilir olan insanı ifade eden, mü’min duruşu ile bağdaşan bir tutum değildir.

Aldatmanın günahı ağırdır. Mesela Hz. Peygamber (s.a.v.) aldatmanın bir türü olan malın kusurunu gizleyerek satmanın helâl olmadığını ve bu şekilde hareket eden kişinin daima Allah’ın gazabı ve meleklerin laneti altında bulunduğunu (İbn Mâce, “Ticârât”, 45), bu tutumun kazancın bereketini de gidereceğini (Buhârî, “Büyû’”, 19, 23, 44, 46; Müslim, “Büyû’”, 47) bildirmiştir.

Aldatmanın gizli kalmayacağı İlahî bir yasadır. Örnek vermek gerekirse Hz. Yûsuf’u (a.s.) kardeşleri kuyunun dibine bıraktıklarında hileli bir plan kurmuşlar ve babalarını aldatmak üzere kurdukları düzende inandırıcılıklarını sağlamak üzere üç şeye başvurmuşlardı:

1) Hz. Yûsuf’un gömleğine sahte bir kan sürmüşlerdi.2) Yapmacık bir ağlama içindeydiler.

3) “Biz doğruyu söylesek de sen bize inanmayacaksın.” şeklindeki ifadeleriyle babalarının ön yargı içinde olduğunu ima edip psikolojik baskı altına almak istemişlerdi (Yûsuf, 12: 15-18).

Oysa bütün bunları boşa çıkaracak güneş gibi parlayan bir açık vardı. Tefsirlerde anlatıldığına göre gömleği parçalamak akıllarına gelmemişti ve babaları: “Bu ne merhametli bir kurtmuş ki Yûsuf’u yemiş de gömleği parçalamamış!” diyerek bütün hilelerini deşifre etmiş ve eklemişti: “Nefsiniz sizi bir kötülüğe itmiş, şimdi bana güzelce sabretmek düşer, kurduğunuz düzene karşı yardım istenecek olan da sadece Allah’tır!”

Züleyha’nın Hz. Yûsuf’u suçladığı olayda gömleğin arkadan yırtılmasının iddiayı boşa çıkarması aynı şekilde yorumlanmalıdır (Yûsuf, 12: 25).

Her türlü yalan, hile, aldatma, iki yüzlü davranışlar onu deşifre eden bir açık bırakır. O sebeple esas aldanan muhatap değil aldattığını zanneden gafildir. Bu onların dünyadaki rezillikleri, ahirette onlar için kurulacak büyük mahkemede yargılanıp cezalarını alacaklardır.

En doğrusunu Allah bilir.

Prof. Dr. Saffet Köse
Prof. Dr. Saffet Köse

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş