Yazarlar

Fiili Anlamda Deist miyiz..? (I)

Son iki yıla yakındır, “Gençler, deist oluyor!” diye ortalıkta dolaşan ve yaygarası yapılan bir söylem var. İnsanımız, modern teolojinin kavram dağarcığına mesafeli olması hasebiyle, “Deizm” tabirine Fransız kalabilmektedir.
15 Mart 2024

Batı’dan ithal kelime ve kavramlara, öteden beri milletimizin ilgisiz olduğu ve öğrenme gibi bir niyetinin olmadığı ortadadır. Yapılan sokak röportajlarından birinde, masum bir vatandaşımıza sorulan “Vejetaryen mısınız?” sorusuna cevap olarak “Yok! Elhamdülillah Müslümanım!” demesi, ecnebi kavramlara aşina olmamanın yarattığı sonuca komik bir örnektir. Esasında vatandaşın farkında olmadan verdiği cevap, büyük bir hikmeti bünyesinde barındırmaktadır. Bir Müslüman, Allah’ın helal kıldığı hiçbir şeyi kendisine haram kılması düşünülemez. Helal olanı haram ve haram olanı helal kılmak, İslam dininin prensipleri açısından yapılacak en büyük yanlışlardandır. Ve affolunmayacak günahlardan olan Allah’a şirk koşmak anlamına gelmektedir. Bu da, bahse değer apayrı bir konudur.

Mevzumuza dönecek olursak, “Deizm” din felsefesi literatüründe, Teizm, Panteizm, Pan-enteizm gibi Tanrı-evren münasebetini izah eden bir Tanrı tasavvurudur. Modern bilimin kurucu babası olarak kabul edilen Isaac Newton başta olmak üzere, Aydınlanma filozoflarının kabul ettiği ve sistematize ettiği bir düşüncedir. Kısacası, Allah’ın âleme ve tarihe müdahalesini kabul etmez. Dolayısıyla vahyi, bilginin kaynağı kabul etmeyerek hakikate saf akılla ulaşabileceğini savunan bir görüştür. Deistler tek Tanrı inancına sahip olup, tüm âlemin yaratıcısı olarak Allah’ı kabul ederler. Lakin, yarattıktan sonrasında âlemin işleyişine artık karışmamakta ve koyduğu kanunlar yoluyla tüm mevcudatın (varolanların) adeta bir mekanik kesinlikle kendi kendine işlediğini iddia etmektedirler.

Mesela Newton, Doğa Felsefesinin matematiksel ilkelerini incelediği “Principia” isimli meşhur eserinde, Allah’ın kusursuzluğunu öyle bir ifade üslubuyla ortaya koymaktadır ki, bunu okuyan bir Müslüman Newton’u İmam-ı Gâzâli’nin eserlerindeki Allah’ı tazim eden ve O’nun mükemmelliğinden bahseden tarzıyla karıştırabilir. Ancak Newton’un özetle söylediği şudur; Allah, bu âlemi gücü ve kudretiyle yaratmıştır. Ortaya koyduğu mükemmel kanunlarla âlem bir saat gibi tıkır tıkır kusursuz bir biçimde kendi kendine işlemektedir. Buna felsefe literatüründe, “Mekanik Âlem” anlayışı denmektedir. Yani kudreti sonsuz olan Allah, âlemi yaratmış ve âlemin kendisinin müdahalesinden bağımsız bir şekilde işlemesini sağlamış, sonrasında ise emekliye ayrılmış bir Tanrı tasavvuruyla karşılaşmaktayız. Buna da edebi literatürde, “Emekliye Ayrılmış Mühendis Tanrı” anlayışı denmektedir.

Pin It on Pinterest

Paylaş