Yazarlar

Fiili Anlamda Deist miyiz? (II)

Önceki yazımızda, deizmin kavramsal içeriğine değinmiş ve tarihsel gelişimine vurgu yapmıştık. Şimdi ise, İslam ümmetinin bu Tanrı tasavvuruyla münasebetine dair kanaatlerimizi özetleyelim.
26 Mart 2024

Deizmin, İslam itikadı açısından kabul edilebilir olmadığı elbette ortadadır. Allah, madde planında “zerre”ye ve tarih planında en kısa zaman dilimini ifade eden “ân”a sürekli olarak müdahil olmaktadır. Âlemlerin Rabbi olan Allah, haşa emekliye ayrılmış değildir. Bilfiil her daim hâzır ve nâzır olarak işbaşındadır. Kullarına, rahmetinin icabı olarak uyarıcı elçiler göndermiş ve onlar vasıtasıyla yoldan sapan insanlığa doğru yolu göstermiştir. Son olarak, Hz. Peygamber Efendimizle bu misyon icra edilmiştir. Kıyamete kadar insanlığın eline verilen ve korunması taahhüt edilmiş olan metinle (Kur’an’la) hayatın her sahasına müdahil olunmuştur.

Öncelikle şunu belirtme gereğini duymaktayım. Gençlerimizin, itikadî anlamda deist olma gibi bir tehlikesi yoktur. Her dönemin, bir rüzgâr gibi gelip geçen moda akım ve fikirleri olmaktadır. İçeriğine vakıf olmadan, gençlerin kendilerini bir dönem kaptırdıkları bu düşüncelerden, belirli bir olgunluğa geldiklerinde vazgeçtikleri hem tarihen hem de fiilen sabittir. Bizim dünyamız, Marx’ı ve Engels’i sorsan kot pantolon markası, Das Kapital ve Komünist Manifesto’yu sorsan hit olmuş bir pop müzik parçası sanacak gençlerin Ahmet Kaya dinleyerek solcu oldukları fikrî bir düzey(sizliğ)e sahiptir. Yani demem o ki; bu bir demdir, gelir geçer. Meşhur bir ifadeyle, insanımızın ateistliği hayati bir tehlikeyle karşı karşıya kalana kadar, sosyalistliği ise parayı bulup zengin olana kadardır.

Diğer belirtmek istediğim husus ise, itikadî anlamda her ne kadar deizm gibi bir tehlike mevcut değilse de, fiili olarak bu ümmet zaten 150 yıldır deisttir. Allah’ın gönderdiği din olan İslam’ın değer ve ilkelerini siyasetine, iktisadına, cemiyet hayatına, aile yaşantısına karıştırmamaktadır. İslam’ın hayatımızın istisnasız tüm alanlarına değer, norm ve ilkeleriyle müdahil olma iddiasını yok saymaktadır. Allah’ın varlığı ve birliğine inanmakta, ancak hayata, zamana ve mekâna müdahalesi âdeta yok sayılmaktadır. Bu sebepten dolayıdır ki, tarihte sahip olduğu izzet ve şereften yoksundur.

Hak Teâlâ, bizleri tekrar âlemlerin Rabbi olan Allah’a hakkıyla kul olan muvahhit bir topluluk eylesin.

Pin It on Pinterest

Paylaş