Aile

Farklı Coğrafyalarda Ebeveynlik

Dünyayı bir bütün olarak görmek elbette onu anlamak adına çok doğru bir bakıştır. Fakat dünyanın kültürel birçok parçadan oluştuğunu ve bazen bu parçaların birbirine zıt gerçekleri kabul ettiğini de görmek icap eder.
Muzaffer İnanç
24 Mayıs 2024
@shutterstock

Tüm toplumlar kendilerini ürettikleri kültürel değerler ile tanımlar ve yaşam alanlarının sınırlarını belirlerler. Ailelerde bu sınırlara riayet eder ve yeni nesilleri bu sınırlara saygılı olmaya ve bu sınırlarla uyumlu yaşayacak şekilde yetiştirirler. Kıtalar, ülkeler ve toplumlar ne kadar çeşitli olursa olsun elbette bazı değerler evrenseldir ve her yerde ve her zaman diliminde aynı kalır. Bu yazımızda size farklı coğrafyalardaki ebeveynlik kriterlerinden örnekler vereceğiz.

FARKLI COĞRAFYALARDAKİ EBEVEYNLİĞİN UNSURLARI

1-Okul başarısı:

Asya kökenli ailelerde özellikle Çinli ailelerde etkili ebeveynliğin en önemli göstergesi çocuk ve gençlerin okul başarısıdır ve ebeveynler çocuklarının okuldaki başarısına göre değerlendirilmektedirler.

2-Mizaç:

Ebeveynlik stillerini belirleyen bir diğer etmen de çocukların mizaç özellikleridir. Bu durum Çinli annelerin çocuk yetiştirme stili ve anne-çocuk etkileşiminin niteliğine katkıda bulunabilir. Çocuklarını farklı gelişim dönemlerinde “zor çocuk” olarak algılayan anneler, olumlu pekiştirecin azlığı daha yüksek seviyede ebeveynlik stresi ve sıklıkla da olumsuz anne-çocuk etkileşimi yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca çocuklarını “zor çocuk” olarak algılayan anneler çocuklarını daha kontrolcü ve otoriter olarak yetiştirdiklerini de dile getirmişlerdir.

3-Ebeveynin eğitim düzeyi:

Daha yüksek eğitim seviyesine sahip ebeveynler genellikle çocuklarının eğitimine daha fazla katkıda bulunabilirler. Özellikle okul başarısını desteklemek, ödevleri kontrol etmek ve çocuğunun öğrenme sürecine daha aktif bir şekilde dahil olmak gibi alanlarda etkili olabilirler. Yüksek eğitim seviyesine sahip ebeveynler, çocuklarının eğitimine dair kararlar alırken genellikle daha bilinçli olabilirler. Bu, çocuğun ilgi alanlarına uygun okullar seçme, eğitim programlarına katılma gibi konularda etkili olabilir. Daha yüksek eğitim seviyesine sahip ebeveynler, genellikle dil ve iletişim becerilerinde daha güçlüdürler. Bu, çocuğun kelime dağarcığına katkıda bulunabilir ve okuma alışkanlıklarını destekleyebilir. Daha eğitimli ebeveynler, çocuklarına bilgi, beceri ve davranışlarıyla pozitif bir rol model olma konusunda daha etkili olabilirler. Çocuklar, ebeveynlerini taklit ederek öğrenme eğilimindedirler.

4-Ailenin gelir seviyesinin yüksekliği:

Ekonomik durumdaki iyilik aile içi ebeveynliğe de olumlu katkı sağlar. Ebeveynlerin çocuklarına yeterli ve kaliteli zaman ayırabilmeleri için düzenli ve yüksek gelirli bir iş sahibi olmaları önemlidir. Günde 6 saat çalışan bir ebeveyn ile 14 saat çalışan bir ebeveynin çocuklarına ayıracağı zaman arasında uçurum vardır. Ayrıca toplu etkinlik ve çocukların gelişimi için yapılacak harcamalardan da kısılmaması gerekir.

5-Ebeveynin dinî yaşantısı:

Aile ortamında dinî hassasiyetin çocuk üzerinde etkili olması, içinde bulunduğu topluma ayak uydurması ve toplumsal dinî normları benimsemesi ancak ebeveynin bu hassasiyete sahip olması ile olacaktır. Ebeveynin her ikisi de din konusunda birbirini tamamlamalı ve ortak ve uyumlu bir din anlayışı ile çocuklarına yaklaşmalıdırlar.

NASLARDA EBEVEYN UNSURLARI

Bir ana-babanın ebeveyn olması için en temel değer sabırdır. Sabır tüm diğer değerlerin de aynı zamanda çekirdeğidir. Sabır kişinin zorluklarla sınanması neticesinde kazandığı bir yetidir. Bunu şu misal ile kıyas yapabiliriz: Amerika kıtasında “Sisal” ya da “Avage Sisalana” adı verilen bir bitki bulunmaktadır. Bu bitki, çok verimsiz topraklarda ve aşırı güneş altında yetişmekte olup bünyesinde barındırdığı elyaflar dokumaya oldukça elverişlidir. Dokumaya elverişli olması nedeni ile bu bitki daha verimli topraklarda yetiştirilmek istenmiş hatta daha büyük yaprakların olması da elde edilmiş olmasına rağmen yaprakların da bulunan elyaftan istenilen verim alınamamıştır. Öyle anlaşılıyor ki bu bitki verimsiz topraklarda sıcak güneşle olan mücadele ve süresi bitkinin lifli yapısını meydana getirmekte yaşadığı elverişsiz ortam onun lifli yapısındaki cevheri geliştirmektedir. İnsanın içindeki cevher de zorluklara katlanabilme ve mücadele edebilme kabiliyeti ölçüsünde, gelişmede tıpkı sisal bitkisini andırmaktadır. Bu cevheri sabır ismiyle adlandırmamız mümkündür. Sabır ile oluşturulacak ebeveyn kriterleri de başlıca şunlardır:

1-İlk söz yaratıcıyı tanıtmaktır:

Hz. Muhammed (s.a.v.)’in buyurduğu gibi: “İlk söz olarak çocuklarınıza güzel bir şekilde ‘Lâ ilâhe illâllah demeyi öğretiniz!’ ”  İmanın öğretilmesi hatta bununla da kalmayarak onun kalbinde kökleşmesini sağlamak her ebeveynin öncelikli görevidir.

2-Dikkatli dinlemek ve tavsiyede bulunmak:

Yakub (a.s.)’in oğlu Yûsuf ile olan iletişimlerinde ortaya çıkan bir husustur. “Hani Yûsuf babasına, ‘Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, Güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı.’ demişti. Babası, şöyle dedi: ‘Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.’” (Yûsuf suresi, 12:4). İletişimde zaman ayırma, uygun geri bildirimde bulunma ve kıymetli hissettirme hususları çok önemlidir. Bir ebeveyn olarak Yakub (a.s.) bunu çok güzel yapmıştır. “Yavrucuğum” ile oğlunu değerli hissettirmiş, “kardeşlerine anlatma, yoksa sana tuzak kurarlar” ile geri bildirimde bulunmuş, “şeytan insanın apaçık düşmanıdır” ile de aslında kardeşlerde bir kin olmadığını ama şeytanın onları kandırabileceğini ifade ederek asıl tehlikeye dikkat çekmesiyle de kardeşler arası kalıcı bir nefrete engel olmak istemiştir.

3-Ebeveynlik nesilleri birbirine bağlamaktır.

Kur’an Yûsuf suresinde ataları torunlarla birbirine bağlayarak bir değerler geleneği oluşturmanın örneğini vermiştir. “İşte Rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Şüphesiz Rabb’in hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Yûsuf suresi, 12:6). Sana başkalarına öğretmediğini öğretecek ve sen başkalarından bu öğrendiklerinle daha üstün olacaksın diyen Kur’an hemen arkasından da diğerlerine de farklı nimetler verdiğini ve onların da bu verilen nimetlerle başkalarından zamanında üstün olduklarını hatırlatır. Bu aslında sen ve onlar size verilenler üzerinden birbirinizin devamısınız ve verilenlerle nesillerinize örnek olmaktasınız. Günümüzde nesiller çatışması ve karşılıklı beğenmemezlik düşünüldüğünde devamlılığın ne kadar kıymetli bir husus olduğu daha açık anlaşılmaktadır. Nesillerin birbirine karşı sağduyulu ve ölçülü olması için karşılıklı sevgi ve saygı şarttır. İbn Abbas’ın naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen ve iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırmayan/ uzaklaştırmayan bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15) buyurmuştur.

4-Kardeşler arası çekişmelere dikkat etmek:

Yakub (a.s.) Yûsuf’u ve Bünyamin’i diğerlerinden çok sevdiği kanaatine kapılan kardeşlerin içine bir hasetlik kurdu girer ve bu duygu onların kardeşlerine karşı kötülük düşünmelerine sebep olur. “Kardeşleri dediler ki: ‘Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde Yûsuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir yanılgı içindedir. Yûsuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babanız sadece size yönelsin. Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz. Onlardan bir sözcü, ‘Yûsuf’u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın.’ dedi.” (Yûsuf suresi, 12:8-10). Ebeveynlerin buna dikkat etmesi ve gerekli tedbirleri alması icap eder. Buradaki örnek ise bu durumun olduğunun canlı bir göstergesidir. Adeta bir uyarıcı vakıadır.

5-Her türlü iş de helal ve doğru olanı seçmek:

“Helal bellidir; haram bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere bulaşırsa, harama düşmüş olur…” (Müslim, Müsâkât, 107). Bu aileyi ve özellikle ebeveyni ileride içine düşülecek bir yanlış anlaşılmadan veya çatışmadan uzak tutacaktır.

Netice itibarı ile coğrafyanın değişmesi ile değişen değerler olduğu gibi aynı kalan değerler de mevcuttur. İslam’ın insanlık için önerdiği değer ve kalıplar işte bu değişmeyen evrensel değerleri ifade eder.

Reklam (İç Sayfa)

en çok okunanlar

Reklam

Pin It on Pinterest

Paylaş