YAZARLAR
İçi Boşaltılan Alman Anayasası 75 Yaşında
Prof. Dr. Christian Rumpf ve Dr. Gökçe Uzar Schuller’in tercümesine göre Alman anyasasının birinci maddesi “İnsanın onur ve haysiyetinin korunması” hakkındadır ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında “İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Tüm devlet erki ona saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür. Alman Milleti, bu nedenle dokunulmaz ve devredilmez insan haklarını, yeryüzünde her insan topluluğunun, barışın ve adaletin temeli olarak kabul eder.” hükmü yer alır.
Şahsen pek çok dikkate aldığım ve takdir ettiğim anayasalar arasında Alman anayasasına özel bir önem veriyorum. Bazı anayasaları dikkate almadığım gibi, kendi kendisini yalanlayan anayasa metinlerine de rastlıyoruz. Neyse ki bu yazımda, ilgili konulara değil de Almanya anayasasının nasıl da içinin boşaltılmaya çalışıldığına dikkat çekmek istiyorum.
[post-refarans id=”61197″ taraf=”sol”]
Mesela yine aynı anayasanın üçüncü maddesinde “Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz.” diye bir ifade var.
Birinci maddedeki “insan” ile “dokunulmaz ve devredilmez insan hakları”nın ve üçüncü maddede yer alan “hiç kimse mağdur edilemez” ifadesindeki “hiç kimse”nin (Almanca Niemand) kim olduğunu merak etmeye de başlamadım değil.
Baksanıza Almanya’da din özgürlüğü denilince ve Müslümanlar söz konsu olunca hep bir istisna yan cümlesi ile karşılaşıyoruz.
Koskoca mahkemeler bile bu istisna cümlesini kullanmaktan çekinmiyor. Mesela, bir eyalet “Devlet dairelerinde dinî işaretler yasaktır” diye bir yasa ya da genelge çıkarttığında buradaki yasak sadece Müslümanlarla ilgili bir yasak olarak anlaşılıyor. Alın Bavyera eyaletinin, devlet dairelerinde illa da Haç kullanma inadındaki davalara bakın, yasağın sadece Müslümanlarla olduğu üst mahkeme kararıyla ortaya çıkmıştır. Bu sadece bir örnek.
Müslümanların neredeyse bu anayasaya sırtını dayayıp kulanmak istedikleri hakları sırf bu istisnalar sebebiyle iptal edilmiş durumdadır. Helal et istekleri, erkek çocukların sünnet ettirilmeleri, Müslüman kadınların başörtüsü, cami inşa etme ve ruhsatı alma gibi konuların hepsi, istisna edilerek Müslümanların anayasal hakkı olmaktan çıkarılmıştır.
Okullardaki İslam din derslerini ve Müslüman cemaatlerin bir dinî cemaat olarak tanınma haklarından bahsetmiyoruz bile. Çünkü oraya gelebilmemiz için belki de bir 75 sene daha geçmesi gerekecek.
Ama örnek olsun diye, Alman Öğretmenler Sendikası Başkanı Stepan Düll’ün “aydınlamış İslam”, “devlet kontrolünde İslam din dersi” ve “Müslümanları temsil eden bir Müslüman cemaat yok” dayatmasını burada hatırlatmak isterim. Yanlış anlamayın öğretmenlere değil lafım. Zira, Almanya’da neredeyse tüm siyasetçiler ve görüşlerini açıklayan hukukçular da aynı düşüncedeler.
Bu da anayasanın içinin boşaltılması anlamına gelir mi acaba diye düşünmüyor değilim. Yoksa, bu da mı istisna?