Kültür Değerler Bütünüdür

Kültür kavramı 18. yüzyıla kadar çoğunlukla tarımla ilgili olarak, toprağı ıslah etme, bitki ekme ve yetiştirmek gibi anlamlarda kullanılmıştır.

Ünal Ünalan

Bu kavram evvelinde tarım içerikli bir kavram iken sonradan sosyolojik bir kavram halini almıştır. Kökeni Latince olup, Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Latince “cultura”, toprağa bir şeyler ekip ürün almak, üretmek ,ekip biçmek anlamlarında kullanılıyordu.

Tylor kültür hakkında 1871 yılında bir makale yazmış olup tanımını şu şekilde yapmıştır. “Kültür veya medeniyet toplumun bir ferdi olarak insanın sonradan edindiği alışkanlıklar, yetenekler, gelenekler, ahlâkî ilkeler, sanat, hukuk, inanç, bilgi gibi unsurların oluşturduğu bir bütündür.” der.

UNESCO(1982) tarafından düzenlenen Dünya Kültür Politikaları Konferansı Sonuç Bildirgesi’nde yer alan kültür tanımına göre “En geniş anlamıyla kültür, bir toplumu ya da toplumsal bir grubu tanımlayan belirgin maddi, manevi, zihinsel ve duygusal özelliklerin bileşiminden oluşan bir bütün ve sadece bilim ve edebiyatı değil, aynı zamanda yaşam biçimlerini, insanın temel haklarını, değer yargılarını, geleneklerini ve inançlarını da kapsayan bir olgu”dur tanımı yapılmıştır.

Kültür, fıtri bir imkân değildir, eğitimle kazanılan hem öğrenilen hem de öğretilen değerler bütünüdür. Tarihî bir alt yapısı olmasının yanında canlı ve dinamik olup sürekli gelişme özelliğine sahiptir. Bireyi inşa eden, bireyde gerçekleşmekle kalmayıp, toplumun gelecek neslini de oluşturan ortak paydalardır. Toplumda ortak bir yaşam anlayışı ve değerler manzumesini oluştururken ölçüler ve sınırlar koyar. Toplumun bir arada kalmasını ve güven ortamını oluşturduğundan dolayı insanın sosyalleşmesini gerçekleştirir.

Kültürün oluşmasına etki eden unsurlara göz atarsak, din, dil, tarih, coğrafya, yaşanılan siyasi ve soysal durumlar, etkileşim içerisinde olunan diğer kültürleri sayabiliriz. Yani kültürel değerler birçok alandan desteğini alır ve sürekli dinamik bir eğilim içerisindedir.

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR TANIŞMA İMKÂNI OLUŞTURUR

Kültür kendini taşıyan toplumu bir ve beraber kılarken, başka kültürlere karşı da ayırıcı olma yönü vardır. Kendini anlayabilmenin yolu da başkalarını tanımaktan geçmektedir. Her toplum kendi kültür ve değerleri ile farklıdır ve güzeldir. Bu da farkındalıkları ve benzemezlikleri ortaya kayar ve toplumlar arasında tanışma ve tanınma ihtiyacını oluşturur. Farklılıklar farkındalık oluşturmalıdır firaka yol açmamalıdır. Yunusca bakışla farklı kültürlerin amacına bakarsak,

Gelin tanış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz

Zaten Kur’ân-ı Kerîm de kültürel farklılıkların bir tanışma imkânını olduğunu söylemiyor mu?

“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurat Suresi 13)