Gazze’de Çocuk Olmak: Artık Yaşam Dayanılmaz!

Gazze’de Çocuk Olmak: Artık Yaşam Dayanılmaz!

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Salim Oweis, Gazze’deki çocukların gördüklerini düşünmekten uyuyamadığını ve çocukluklarını yaşayamadığını söyledi.

  • 14 Ağustos 2024

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Sorumlusu Salim Oweis, geçen hafta görev için bulunduğu Gazze’deki son durum ve çocukların yaşadığı zorluklara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Deyir Balah, Han Yunus ve Gazze’nin kuzeyini ziyaret ettiğini anlatan Oweis, Gazze’ye giriş yaptığındaki manzaranın bir film sahnesi gibi çok çarpıcı olduğunu belirtti.

“Yıkımın, acının ve yerinden edilmenin derinliği çok büyük.” diyen Oweis, “Ekranlardan gördüklerimiz, gerçekliğin sadece bir parçası. Ancak orada bulunduğunuzda yaşanan ekstrem durumu hissedebiliyorsunuz. Bütün sokakların yerle bir olduğunu, Gazze’deki hemen hemen herkesin yerinden edildiğini görebilirsiniz. Çocukların acısını hissedebilir ve deneyimleyebilirsiniz. Yani durum gerçekten vahim. Şu anda birçok çocuk ve aile için gerçekten dayanılmaz.” ifadelerini kullandı.

Gazze’de insani durumun da son derece kötü olduğuna işaret eden Oweis, temel ihtiyaçların dahi eksikliğinin yaşandığını aktardı.

Oweis, “Gazze’de temiz su, gıda, hijyen malzemeleri, tıbbi malzemeler ve ilaç eksikliği yaşanıyor. Neredeyse her şey eksik.” diye konuştu.

Gazze’ye insani yardımların erişiminin çok kısıtlı olduğunu ve sadece birkaç sınırdan geçiş yapılabildiğini anlatan Oweis, Refah Sınır Kapısı’nın 7 Mayıs’tan bu yana kapalı olduğunu anımsattı.

Oweis, yalnızca Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı üzerinden Gazze’ye yardım ulaştırabildiklerinin, burada çeşitli zorluklarla karşılaştıklarının altını çizdi.

Gazze’ye yeterli yardımın giremediğini dile getiren Oweis, “Nisandan temmuza kadar geçen süreçte Gazze’ye yardım erişiminde yüzde 45’ten fazla düşüşe tanık olduk. Zaten yardım girişi azdı ancak şimdi daha da azaldı. İhtiyaçlar artıyor çünkü savaşın başlangıcından 10 ay sonra çocuklar, aileler ve herkes gerçekten tüm temel ihtiyaçlardan yoksunlar. Sahip oldukları her şey yok oldu gitti. İhtiyaç duydukları şeyleri satın almak veya tedarik etmek için kaynakları yok.” şeklinde konuştu.

“Çocuklar hayat ve enerji dolu olmalı”

Oweis, insani yardım çalışanları için de sınırlı hareket alanı olduğunu, buralarda da güvenliğin olmadığını vurguladı.

Gazze’deki çocukların yaşadıkları zorluklara da tanık olduğuna dikkati çeken Oweis, şunları söyledi:

“Ne yazık ki Gazze’deki bir çocuk gerçekten çocukluğunu yaşamıyor. Yerinden edilmiş kişilerin kamplarında yürürken çocuklar yanıma gelip bana, ‘Efendim savaş ne zaman bitecek?’ diye soruyorlardı. Yorgun olduklarını ve tükendiklerini söylüyorlardı. Onlar hayat ve enerji dolu olmalı. Ama bu çocuklar yorgun, devam eden savaş nedeniyle bitkinler. Gazze’deki çocuklara ‘gününü nasıl geçiriyorsun?’ diye sorduğunuzda, size suları olmadığı için su taşıdıklarını söylüyorlar. Ailelerinin su istasyonlarına gitmesine yardımcı oluyorlar çünkü su yeterli değil.”

Oweis, Gazze’deki çocuklar arasında cilt hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve ishal gibi hastalıkların da yaygın olarak görüldüğünü anlattı.

“Öğrenmeleri, geleceklerini inşa etmeleri ve hatta oynamaları için güvenli bir yer yok”
Çocuklar için çadırlarda yaşamanın çok zor olduğunu vurgulayan Oweis, Gazze’de hava sıcaklıklarının 35 santigrat derece civarında ve çadırların içerisinin 5 ila 10 dereceye kadar daha sıcak olduğunun altını çizdi.

Oweis, şu ifadeleri kullandı:

“Gazze’deki birçok çocuk gördüklerini düşündükleri ve korktukları için uyuyamıyor. Çocuklar için başa çıkılması gereken çok şey var. Bence bu durum uluslararası toplumun harekete geçmesi ve çocuklara öncelik vermesi için bir çağrı. Bu şiddetin ve çatışmanın sona ermesi ve çocuklara bir şans verilmesinin zamanı geldi. Eğer böyle devam ederse, korkarım ki gelecek çok kasvetli olacak. Öğrenmeleri, geleceklerini inşa etmeleri ve hatta oynamaları için güvenli bir yer yok. İçinde bulundukları durum gerçekten korkunç ve dehşet verici. Bu yüzden onlara geleceği geri vermeliyiz ve bu bizim sorumluluğumuz.”