Kur’ân Okumanın ve Dinlemenin Hükmü

Kur’ân Okumanın ve Dinlemenin Hükmü

Kur’ân müslümanların en temel dinî kitabıdır. Onu okumak ve anlamak önemli bir ibadet ve faziletli bir ameldir. Müslümanların Kur’ân’ı okumaları anlamaları ve hayatlarına tatbik etmeleri Kur’ân’ın insanlığa gönderiliş amacıyla doğrudan ilgilidir. Kur’ân, Allah’ı bütün insanlığa gönderdiği son çağrı ve rehberdir. Onu okumak, kişinin Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenmesi için önemlidir.

Okunduğu yere ve duruma göre Kur’ân’ın okunmasının hükmü değişiklik gösterir. Namazda Kur’ân okumak farz iken namaz dışında Kur’ân okumak çok faziletli bir ibadettir.

Zira namazda kıraat namazın şartlarından farz-ı ayn bir ibadettir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmuştur: “Kitap’tan sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.”1 Bu ayette, Kur’an’ı okumanın Allah’ın bir emri olduğu ve namazın da Kur’ân’la bağlantılı bir ibadet olduğu açıkça belirtilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur’an’ın okuyan kişiye kıyamet gününde şefaatçi olacağını söylemiş ve şöyle buyurmuştur: “Kur’ân okuyun. Çünkü Kur’ân, kıyamet günü okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.”2

Kur’ân’ı dinlemek en az onu okumak kadar faziletli bir ibadettir. Allah teala Kuranı Kerimin insanlık için bir zikir, yol gösterici bir rehber olduğunu bildirmiştir. Kur’ân okunduğunda kişi gönlünü ve zihnini ilâhî kelâma vermeli, kemali edeb içerisinde onu derin bir saygı ve huşu içerisinde dinlemelidir. Zira rabbimiz “Kur’ân okunduğu zaman hemen ona kulak verin ve susun ki size merhamet edilsin.”3 buyurmuştur.

Bu ayet, Kur’ân’ın okunduğu sırada onu dinlemenin bir yükümlülük olduğunu açıkça ifade eder. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kur’ân’ı dinleme konusunda “Her kim bir harf dahi olsa Kur’ân’dan okur ya da dinlerse ona haseneler (sevaplar) yazılır.”4 Buyurarak Kur’ân dinlemenin de okumak kadar ayrıca sevap kazandıran bir ibadet olduğunu belirtmiştir.

Bu ayet ve hadislerden göre alimlerimiz okunan Kur’ân’ı dinleme konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bir kısım âlimler Kur’ân’ı dinlemenin her durumda farz olduğunu söylerken, bazılarına göre ise Kur’ân’ı dinlemek namazda farz olup namaz dışında müstehap olduğunu belirtmişlerdir.5

Hanefi mezhebine göre okunan Kur’ân’ı dinlemenin hükmü hakkında iki görüş vardır. İlkine göre okunan Kur’ân’ı dinlemek farzı ayındır ki bu görüşe göre Kur’ân’ı dinlemek işiten herkese farzdır. Dinlememeleri halinde günahkâr olurlar. İkinci görüşe göre ise farzı kifayedir.

Buna göre Kur’ân okunan yerde onu dinleyen birileri varsa diğerlerinden sorumluluk düşer.

Ayrıca insanların başka işlerle meşgul olduğu bir ortamda onları işlerinden alıkoymadan kuranın seslice okunmasında bir mahzur yoktur. Etrafta bulunan kimseler mazeret ve meşguliyetleri sebebiyle okunan Kur’ân’ı dinleyemiyorlarsa sorumlu olmazlar. Özellikle çarşı pazar iş yeri gibi yerlerde insanlar işleri ile meşgul iken onların yanında sesli bir şekilde Kur’ân okunuyorsa dinlemeyenler değil okuyanlar günahkâr olur denilmiştir.6

1. Ankebut suresi, 29:45
2. Müslim, Müsafirin, 252
3. Araf suresi, 7:204
4. Tirmizi, Sevabü’l-Kur’an, 16
5. Ebussuûd, İrşâd, 3/310
6. İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/546.