YAZARLAR
İslam’da Ticarette Kâr Haddinde Sınırlama Var mı?
Ticarette kâr oranın belirlenmesi ve buna bir sınır getirilmesi her zaman için adil sonuçlar ortaya çıkarmayabilir, adalet sağlayalım derken bir kısım tüccarın zarara uğramasına neden olabilir. Öyleyse ticarette kâr haddi konusu esas itibariyle ekonomik ve sosyal şartlara bağlı olarak her daim piyasa şartlarını gözden geçirmeyi ve yeniden düzenleme yapmayı gerekli kılan dinamik bir durumdur. Buna binaen bireysel uygulamalardan hareketle bir genelleme yapmak ve sabit bir kural geliştirerek fiyatları belirlemek, kâr sınırını tespit etmek doğru sonuçlar ortaya çıkarmaz. Bunun yerine İslam’ın ortaya koyduğu genel ticari ilkeler ışığında ve oluşan piyasa şartlarına göre değişen ve gelişen bir politika izlemek daha doğru olacaktır.
Bu konuda Hz. Efendimiz (s.a.v)’in uygulamaları dikkatle incelendiğinde, fiyatlara müdahale etmediği ve hatta kendisinden piyasa şartlarına müdahale etmesi istendiğinde bundan kaçındığı ve fiyatların, piyasanın kendi doğal seyri içerisinde arz ve talebe göre oluşması gerektiğine dikkat çekmiştir.
Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.v.) sahabeden Hâkim b. Hizam (r.a.)’a 1 dinar vererek kendisine bir kurban almasını söylemiş, o da bu parayla iki kurban alıp birini yine bir dinara satarak bir koyun ve bir dinarla Hz. Peygambere geri dönmüştür. Dolayısıyla Hâkim bu alışverişle yüzde yüz kâr etmiş ve peygamber kendisine hayır duada bulunmuştur.
Bu bilgilerin ışığında İslam hukukuna göre ticarette belirli bir kâr haddi uygulamasına gidilmediği, bunun yerine piyasada oluşan arz ve talebe göre serbest piyasa koşulları içerisinde belirlenen fiyatların esas alındığı söylenebilir. Bundan hareketle kâr haddinin eşyadan eşyaya değişebileceği, bu nedenle de kesin sınırın belirlenemeyeceği ifade edilmiştir.
Ayrıca İslam fakihleri, piyasada suistimallerin oluşması, karaborsacıların halkı mağdur edecek şekilde fiyatları yükseltmesi, halkın asli ve zaruri olarak ihtiyaç duydukları mallarda aşırı fiyat artışları olması durumunda kamu otoritesinin, halkın yararına olacak şekilde fiyatlara müdahale yetkisinin olduğunu ve aşırı fiyat artışını engellemek ve fiyatları günün piyasa şartları içerisinde makul bir seviyeye çekmek için bilirkişilerin vereceği rapor doğrultusunda fiyatları belirleme yetkisi olduğunu belirtmişlerdir.