Hayat Yolunda Çocuklara Eşlik Etmek
@Sjutterstock Dişhi aradı.
Kim ister ki, çocuğu ileride bir yetişkin olduğu zaman kötü biri olsun? Yaşadığı topluma, ailesine yük olsun, etrafına kötülük saçsın? Tabii ki, kimse çocuğunun kötü olmasını istemez. Tam aksine her anne-baba çocuğunun iyi huylu olmasını, sağlıklı bir ruha sahip olmasını ve ileride çok iyi yerlere gelmesini ister.
- AİLE
- 5 Aralık 2024
Fatma Yılkın
Her anne-baba çocuğunun yetişme sürecinde gerek maddi gerekse manevi tüm imkânlarını seferber ederek onun gelişimini, eğitimini destekler. Bu tabiîdir.
Peki, o zaman neden her sabah çocuğumuzu okula uğurlamak üzereyken kıyafetini hızlı giyinmesini, kahvaltısını hızlı yapmasını, ayakkabısını hızlı giyinmesini istiyoruz? Bu acelemiz neden? Neden biraz kendimizi geri çekip, ağzımızı biraz tutup, çocuğa alan tanımıyoruz? Kendimiz de biraz yavaşlamalı, çocuğumuza da yeterli süreyi vermeliyiz.
Şöyle düşünün, yatağınızdan kalktınız, size sürekli direktifler veren biri peşinizden geliyor. Her hareketinize bir yorum bir eleştiri yapıyor. Nasıl hissedersiniz? Kötü tabii ki. Aynı şekilde çocuğunuzu da kendiniz gibi düşünün. Yanında onu sevgiyle saran bir anne-babası olan çocuk mu daha mutlu gider okula, yoksa sürekli eleştiriye maruz kalan bir çocuk mu?
Çocuklarımıza değerli hissettirmek, onları güne iyi hazırlamak bizim elimizde. Onlar bizim mimiklerimize dikkat ediyor, ses tonumuza göre tavır belirliyorlar. Dikkat edin, sabah mutlu gönderdiğiniz çocuğunuz, okul dönüşü de mutlu gelecektir eve.
ÇOCUĞUNUZ NASIL BİR YETİŞKİN OLSUN?
Şimdi isterseniz sizinle bir yolculuğa çıkalım. Çocuğunuzun büyüdüğünü düşünün ve yirmi yıl sonra nasıl bir yetişkinle karşılaşmak istediğinizi sorun kendinize. Anne-babaların bu soruya cevapları genelde; çocuklarını sağlıklı, sosyal becerileri gelişmiş, nerede nasıl hareket edeceğini bilen, sorumluluk sahibi ve olumlu daha birçok yönü olan biri olarak görmek şeklinde olur.
İşte tam da bu noktada çocuğumuzu sabahları çıkarken hızlı giyin, çabuk çık, daha ne duruyorsun, tembel misin gibi sözlerle değil, pozitif rehberlik ederek hayat yolculuğunda onlara eşlik etmeliyiz. “Eşlik etme” kavramına dikkat etmenizi ve düşünmenizi rica ediyorum. Çocuklarımız bize yüce Rabbimizin emaneti. Büyüme ve gelişme süreçlerinde onların üzerinde bir baskı kurmaya çalışmaktansa, onlara eşlik etmek, karşılaştıkları zorlukları nasıl aşabileceklerine örnek olmak, sevgiyle sarmak ve ne olursa olsun yanlarında olduğumuzu hissettirmek anne-baba olarak biz yetişkinlerin en önemli görevleri arasında.
Yukarıda saydığımız tüm özelliklere ancak ve ancak çocuklarımıza pozitif rehberlik ederek ulaşabilir ve bu türden yetişkinler olmasına katkıda bulunabiliriz.
POZİTİF REHBERLİK NEDİR?
Pozitif rehberlik; çocuğun onurunu kırmadan, onu ezmeye, baskılamaya çalışmadan; mutlu, saygılı, kendine güvenen, topluma faydalı bir birey olarak yetiştirmeyi amaçlayan bir yaklaşımdır.
HER NE YAPARSA YAPSIN ÇOCUĞU İYİ GÖRMEK
Pozitif rehberlik yönteminin temelini sevgi, karşılıklı anlayış, davranışlarla örnek oluşturma, berrak iletişim, net kurallar ve sonuçların belirlenmesi oluşturuyor. Burada en önemli olan şartlardan biri çocuğun her davranışına rağmen onu iyi görmeye çalışmak. Hangi çocuk “kötü” olabilir? Her çocuk iyidir. Fakat ne yapıyor da bizi zorluyor, sinirler uçlarımıza temas ediyor? İşte bunların sebebini, yani çocuğun bakış açısını anlamaya çalışmalı ve çocuğu kendi gururumuza kurban etmemek için önce kendimizi disipline etmemiz gerekiyor.
POZİTİF REHBERLİĞİN AMACI
Çocuğun her davranışı altında anne-babasına vermek istediği bir mesaj vardır. Çocuğu çok “yaramaz”, “şımarık” veya “terbiyesiz” diye nitelendirmenin, onun yanlış davranışıyla ilgili hiçbir yararı dokunmayacaktır. Aksine anlaşılmadığını hisseden çocuk ihtiyaçlarından veya toplum baskısından dolayı anne-babası tarafından cezalandırıldığında ebeveyni ile olan iletişimi zarar görecektir.
Bu bağlamda pozitif rehberliğin amacı; ebeveyni çocukla alakalı yanlış düşüncelerden arındırmaktır. Çocukların davranışlarıyla birtakım ihtiyaçlarını dile getirmeye çalıştıklarını anladığımız zaman, çocuğa nasıl davranacağımızı bileceğiz ve çocuğu Allah’ın emaneti olarak, yani “olduğu gibi” kabul ederek saygılı bir şekilde yaklaşmış olacağız.
POZİTİF REHBERLİK NE DEĞİLDİR?
Çocuk eğitimi doğası itibariyle anne-babalara da büyük sorumluluklar yüklüyor. Her ne kadar yetişkin, aklı başında insanlar da olsak, sonuçta bizler de insanız. Yere geldiğinde biz de sinirlenebiliyor, sürekli tebessüm eder hâlde evin içerisinde dolaşamıyoruz. Pozitif rehberlik her zaman şen şakrak olmak değildir. Amaç; mümkün olduğu kadar pozitif tarafta kalabilmek, zor durumlarda dahi kendimize ve duygularımıza hâkim olmaya ve doğru davranmaya çalışmaktır. Çocuklarımıza bağırıyorsak veya olumsuzluklar üzerinde çok duruyorsak, bunun farkına varıp, hangi zamanlarda veya hangi sebepten bu şekilde davrandığımızı anlayıp, o dönemleri bilinçli bir şekilde yönetebilmeyi de öğrenmemiz lazım.
Unutmayalım ki, bugünün çocukları geleceğimizin yetişkinleri olacak. Bizler yavrularımız ve geleceğimiz için elimizden gelen gayreti gösterelim, takdir yüce Allah’ın.