Almanya’da Müslümanlardan Hükümete Açık Mektup: “Gazze Sessizliği Çözüm Değildir”

Almanya’daki Müslüman toplumu temsil eden Koordinasyon Konseyi (KRM), Başbakan Merz ve Dışişleri Bakanı Wadephul’a hitaben yayımladığı açık mektupta, Gazze’de yaşanan insan hakları ihlallerine karşı sessiz kalınmamasını, bölgeye acil insani yardım gönderilmesini ve Almanya’nın Filistin’in de haklarını savunmasını talep etti.
- GENEL
- 22 Haziran 2025
Almanya’daki Müslüman toplumu temsil eden Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM), Başbakan Friedrich Merz ve Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’a hitaben açık bir mektup yayımladı. Mektupta, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de, aralarında 20 binden fazla çocuğun da bulunduğu, 55 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtildi ve bölgeye acil insani yardım gönderilmesi istendi.
Sivil altyapının, hastanelerin, okulların ve ibadethanelerin bombalanmasının uluslararası hukuka açıkça aykırı olduğu vurgulanan açık mektupta Human Rights Watch ve Amnesty International gibi kuruluşların, Gazze’deki açlık, yardım engellemeleri ve sivil alanların hedef alınmasını savaş suçu olarak nitelendirdiği hatırlatıldı.
“Almanya Filistinlilerin de Özgür, Egemen ve Yaşanabilir Bir Devlete Sahip Olmasını Savunmalı”
Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM), Sözcüsü Dr. Zekeriya Altuğ imzalı mektupta, Almanya’nın tarihsel sorumluluğuna dikkat çekilerek, insan hakları ihlallerine karşı tek taraflı tutum sergilenmemesi gerektiği ifade edildi.
“Almanya, Holokost’tan kaynaklanan tarihi sorumluluğu gereği, her türlü insanlık dışı uygulamaya karşı çıkmalı; bu tutum etnik, dini veya siyasi fark gözetmeksizin evrensel olmalıdır.” denilen açık mektupta, İsrail’in güvenliğinin olduğu kadar, Filistinlilerin de özgür, egemen ve yaşanabilir bir devlete sahip olmasının Almanya’nın dış politikasının temel ilkeleri arasında yer alması gerektiği vurgulandı.
Mektupta, Almanya da dahil olmak üzere uluslararası toplumun adil bir çözüm üretemediği, ara sıra yapılan çağrıların hiçbir işe yaramadığı, aksine Batı Şeria’da bile şiddetin genişleyerek devam ettiği bildirildi ve “Batı Şeria’da da sistematik sürgünler, ev yıkımları ve sözde “yerleşim birimleri” Filistinlilerin topraklarını yasadışı olarak gasbediyor ve böylece barış sürecini baltalıyor.” denildi.
Acil Talepler: Ateşkes ve Silah İhracatının Gözden Geçirilmesi
Açık mektupta, Almanya hükümetinden şu taleplerde bulunuldu:
• Gazze’deki etkilenen bölgelere insani yardımın derhal ve engelsiz bir şekilde ulaştırılması sağlanmalıdır.
• Birleşmiş Milletler’in de defalarca talep ettiği gibi, derhal ve kalıcı bir ateşkes anlaşması yapılmalıdır.
• Gazze’de uluslararası kuruluşlar tarafından kapsamlı bir şekilde belgelenen ve kanıtlanan savaş suçları göz önüne alındığında, Almanya’nın İsrail’e yaptığı tüm silah ihracatının derhal ve titizlikle incelenmesini talep ediyoruz. Bu sevkiyatların insani uluslararası hukuku ihlal etmediğinden kesin olarak emin olunana kadar, sevkiyatlar askıya alınmalıdır. Sevkiyatların devam etmesi, Almanya’yı uluslararası hukuk ve ahlak açısından kabul edilemez bir şekilde Gazze’deki sivil halkın acılarına ortak yapacaktır. Uluslararası hukuka uyulacağına dair basit bir taahhüt yeterli değildir – somut, denetlenebilir ve hukukun üstünlüğüne dayalı önlemler ve sonuçlar gereklidir.
• Almanya, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) çalışmalarını desteklemelidir. Gazze’deki savaş suçları ve uluslararası hukuk ihlalleri bağımsız olarak soruşturulmalıdır. Kurallara dayalı uluslararası düzene bağlı olanlar, bu durum rahatsız edici hale geldiğinde de onu savunmalıdır.
• Ayrıca, ilgili karar uyarınca, 1967 sınırları temelinde egemen bir Filistin devletinin derhal tanınmasını talep ediyoruz.
• Her iki halkı da eşit olarak tanıyan, uluslararası hukuka dayalı adil bir dış politika izlenmelidir.
• İki devletli çözüme yönelik müzakereleri yeniden canlandırmak için Almanya’nın Avrupa ortaklarıyla birlikte diplomatik bir girişimde bulunması gerekmektedir.
KRM “Sessizlik bir seçenek değildir” ifadelerine yer verdiği mektubunda Almanya’nın insan hakları ve hukuk devleti ilkeleriyle tutarlı, tarafsız ve evrensel bir dış politika izlemesi talebinde bulundu.